30 Haziran 2010 Çarşamba

İcra Müdürlüğüne Takip Nasıl Başlatılır

Merhaba, Bir şahıs veya tüzel kişilekten olan alacağınızın tahsil edilememesi halinde devlet eliyle yani icra müdürlüğü aracılığı ile alabilmek için başlatılan işleme icra takibi denir.
İcra takibi başlatabilmek için eğer elinizde belgeniz varsa (senet,bono,poliçe,çek vb.) bunların aslı ile takip talebi doldurularak (örnek 1) icra müdürlüğüne başvurulur. İcra Müdürlüğü sizden aldığı takip talebine göre ödeme emrini doldurarak belgenin fotokopisi ile birlekte borçluya tebliğe gönderir. Elinizdeki belge adi belge ise (bono, poliçe ve çek değilse) örnek 7 ödeme emrini doldurur. Eğer Bono, Poliçe veya Çek ise Örnek 10 Kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri doldurarak tebliğe gönderir. Bu hususda açılacak takiplerde başvuru harcı (17,15 TL. 2010 yılı), alacağın %05 oranında peşin harç (takip çıkışının altındaki toplam yani asıl alacak, faiz, protesto masrafının toplamı üzerinden) alır. Borç tahsil edilirken bu para borçlunun borcuna dahil edilir. ancak icra müdürlüğünde yapılan ödemelerden yapılan C.E.Y.P harcı (Cezaevi Yapı Pulu Harcı) hiçbir şekilde borçluya yükletilemez alacaklıya ödenen paradan kesilir. 7 örnek ödeme emri başlatılan takipde belge olmadanda takip yapılabilir. Bu takiple başlatılan takiplerde borçlu belgeli veya belgesiz olsun 7 gün içinde itiraz etmesi durumunda icra müdürü tarafından takip durdurulur. Alacaklı 6 ay içinde İcra Hukuk Mahkemesine veya 1 yıl içinde genel mahkemelere dava açarak itirazı kaldırabilir. 10 örnek ödeme emirlerinde borçlunun icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazlar geçersiz olup, mahkemelere dava açması gerekir. İtiraz edilmeksizin kesinleşen takiplerde ve itiraz edilse bile itirazın kaldırılması sebebiyle kesinleşen takiplerde alacaklı tarafından talep açılması ve talebin gerektiren işlemlerin yerine getirilebilmesi için gerekli masraflar yatırıldığında hacze gidilerek borçlunun menkül malları (taşınabilir malları), tapuya kayıtlı taşınmazları, trafik de kayıtlı araçları, bankadaki mevduatları v.s. leri üzerine haciz konulabilir. İcra Müdürlüklerinde takip sonrası yapmış olduğunuz, tebligat, posta masrafı, haciz işlemi sırasında yapılan yolluk, taksi ücreti, nakliye, hamaliye, yedieminlik ücreti gibi masraflar borçlu tarafından borç ödenirken tamamı borca dahil edilerek tahsil edilir.
Saygılarımla

29 Haziran 2010 Salı

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu

Merhaba, İcra Müdürleri tarafından borcunuz nedeniyle yapılan haciz işlemi sonrasında, haczedilen malların satışı yapılır, satış sonrasında Yediemine Muhtıra evrakı tebliğ edildikten sonra yedieminin haczedilen malları satış mahalline getirmesi gerekmektedir.
Haczedilen malların yedieminin satış mahalline getirmesi gerekirken getirmediği takdirde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 289. Madesinde belirtilen Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma suçunu işlediğiniz gerekçesiyle İcra Dairesince hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurunda bulunulmuş olabilir.Hakka bu eylemle ilgili olarak ifade vermiş, hakkınızda dava açılmış olabilir.Söz konusu suçun işleniş gerekçesi haczedilen malların satış mahalline getirmemek değil, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 289. Madesinde de belirtildiği üzere söz konusu suçun oluşması ve hakkınızda dava açılması için haczedilen mallar üzerinde herhangi bir tasarruf da bulunmanız gerekmektedir.
Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma diğer adıyla yedieminlik görevini suistimal suçunun oluşması için Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2008/7470 Esas ve 2009/21076 Karar sayılı ilamında belirtildiği bozma gerekçesi dikkate alınarak Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma eyleminin oluşabilmesi için eşyanın teslim amacı dışında başka bir şekilde kullanmasının gerekeceği, bu kapsamda şüpheliye usulüne uygun, tebligat çıkartılmasına rağmen, şüphelinin bizatihi eşyaları satış gününde satış mahallinde getirmemesi şeklindeki eylemin kendisine teslim edilen eşyalar hakkında teslim amacı dışında tasarrufta bulunma eylemini oluşturmayacağı, Yagıtayın ilgili ilamında belirtildiği üzere suçun oluşması için İcra Müdürlüğü'nün eşyaların bulunduğu mahalle giderek eşyaların teslimini yediemin olan şüpheliden talep etmesi ve şüpheliden eşyaları teslim etmemesi halinde söz konusu suçun oluşacağı sabit olduğundan, hakkınızda açılan soruşturmada Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verilmeli veya hakkınızda açılan dava da berat karar verilmelidir.
Saygılar.

Hakimler Ve Savcılar Kurulu- Hsyk


Merhaba, bu yazımda da size Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yani HSYK hakkında hsyknın resmi web sitesinden alıntılar yaparak sizlere bilgi vereceğim.

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NUN
GÖREV VE YETKİLERİ

Türkiyekiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 159. maddesinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görev ve yetkileri belirtilmiştir.
Anayasa Madde 159 - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

Kurulun Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir. Kurulun üç asil ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıların muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Adalet Bakanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya sunulmak üzere gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için hâkim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.

Anayasanın 159. maddesinin birinci fıkrasında mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulması öngörülen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 13.05.1981 günlü, 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile kurulmuştur. 2461 Sayılı Kanunun 4. maddesinde Kurulun görevleri sayılmıştır.

Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulunun görevleri şunlardır :

1. Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçmek.

2. Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkim veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak.

3. Hâkim ve savcıların;

a) Mesleğe kabul etme,

b) Atama ve nakletme,

c) Geçici yetki verme,

d) Her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma,

e) Kadro dağıtma,

f) Meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme,

g) Disiplin cezası verme,

h) Görevden uzaklaştırma,

İşlemlerini yapmak.

4. Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.

Hâkim ve savcıların yukarıda belirtilenler dışında kalan özlük işleri Adalet Bakanlığınca yerine getirilir.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna 2461 Sayılı Kanunla verilen görevlerin yerine getirilmesinde Kurulun çalışma usulleri 14/07/1981 tarih ve 17400 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İÇ YÖNETMELİĞİ ile düzenlenmiştir
.

24 Haziran 2010 Perşembe

No longer possible to open the case from the house

Hi I would share this subject before, but Haber7'nin roportajını dealing with this issue I think we would be more appropriate to transfer.

UYAP project is signed with a judicial revolution. Thanks to the system without going to court can be filed from home. Citizens can learn about all the legal developments from the pocket.


Sea Flower 'interview

Introduced by the Ministry of Justice for the National Judicial Network Project (UYAP) made in jurisdictions around the world as the biggest technological revolution is remarkable. Justice Minister Mehmet Ali Sahin, thanks to the system of lawyers and citizens, without going to court to sue on your cell phone with mobile signatures can give good news. Falcon, all developments related to the case with mobile phones learned, saying "drop a lawsuit if your rights as an SMS system automatically puts you. System, such as automobile insurance protects you said. Falcon, minister of information technology for the study gave the following information about the evening to:

UYAP'TA lawyers portal

Judicial system, it always has been criticized by rudeness. What kind of project with the judicial process UYAP gains have been achieved?

With at least expense and most of the cases to be concluded quickly, and the constitutional principle of judicial duties. There are very intense judicial documents. For the case file documents required from other agencies. Population and criminal deed information is needed. This situation was very time consuming. Social Security Administration, the Ministry of Finance, also want information from the Kandilli Observatory. This is the institutions and the corresponding need to integrate UYAP'a integration process will continue until there is. In stolen mobile phones with the integration of Information Technology and Communications Agency has been completed, will be commissioned soon. Information and documents will be asked over UYAP. Mobile phone theft is introduced in the prosecutor's office immediately. Prosecutors, one-touch, turn off the phone body from fatigue. We avoid making trucks trucks correspondence.

UYAP can receive services such as lawyers do with?

They can do every job in the judiciary, the system can be made. No need to go to the courthouse. UYAP'taki 'lawyers Portal', the internet offers on-line judiciary. Lawyers, as electronic signatures into the system, examine the case file, and you can add documents. And can be sued, and on-line fees. Has 20 days to process thousands of lawyers in the system.

OPEN HOUSE WITH POSSIBLE CASE from MOBILE SIGNATURE

Can you sue the citizens UYAP?

The files of all cases are ongoing UYAP'ta. UYAP under the 'Citizens' Portal' ileon-line service is being tried. Citizens, by their ID files that are relevant to the subject, you can see the status and stage. In a few months with electronic signatures that can be brought from home.

To enter the system you can also use the mobile signature?

Of mobile signature test work is underway. We will be using in a few months. Mobile signature as soon as the lawyers and citizens can sue over the system. Electronic signatures can be burdensome, more modest-priced mobile signature. Citizens also paid fees to the case with mobile signatures.

UYAP'a access to the mobile phone is it possible?

Internet access available from all mobile phone users to enter UYAP'a. With any device with an Internet browser can be achieved. Mobile signatures can also take action. This way you can be sued in any environment.

A pillar of the SMS information system UYAP'ın. What services are provided with this system?

UYAP SMS Information System, the courts, public prosecutors and enforcement agencies such as the forensic unit by the realized and the parties should be forwarded the information, data and announcement of the GSM operators through to the appropriate people SMS via submittal allows. Officials in the judicial system, through portals UYAP operations is approved as soon as they send SMS to the appropriate people. 70 thousand people in Ankara in the coming days, in Turkey will find the number 1 million. The majority of these people come to follow the developments related to the file. There's going to cost a man of justice, created a traffic density, half-day stay away from their jobs and sometimes can not reach the goal. To end this intense human traffic in the courthouse such a project, we thought. Is recorded with mobile phones, people can follow the file automatically. System will provide information about the case itself automatically. You can learn all the steps related to the case.

4060 Against the IDENTITY THIEF

In general the system of justice in the work of non-citizens may prefer it?
'Justice is not my business' do not say. The event has been very busy trying identity theft. People are stealing your identity, the company is establishing a credit checks, and eventually a lawsuit, but your name does not even have news. 4060'a ID number, 'subscribers' will be posted as written. You take your life as a citizen with respect to the rules you are, your identity can be used in various crimes. Whether or not you lose your ID card out again so that they can professionals. I'll look after the police at your door, you catch the right decision there. Once subscribed to such a system, your right to be notified immediately when the legal process would begin. Do you have a great protection. Legal automobile, such insurance. To be notified when simple precautions.

ABOUT CASE VAR MI?

What kind of information about the case will be via SMS?

Simple, standard, and three kinds of full subscription. The cost does not subscribe to the system. When you open the case, is done automatically in a lawsuit or the current message. That message would be paid. 'About Me Do you have an ongoing case? " you might ask. To query for a single state in the United States money 150, 250 dollars for all the countries questioned. 6 SMS sent to subscribers of all message content (12 units) and billed. Simplest type of subscription, the lawsuit said about you, you were the decision, lawyers joined the case whether I should reach you the basic information. In a few seconds to search through 32 million lawsuit is whether the answer. Standard package, discovery, hearing date, expert review is granted, experts appeal, file merger date is specified, the stay of execution order was administered, file notice of appeal, he appealed the result comes out, the more detailed developments messages coming.

To the justice POLICE END GO

Do you think the SMS information system development?

System, we want to develop according to demand. There is one aspect of the SMS system. People are invited to express to the court. Some people tried to bring the police failed to reach can be assigned. Honors were being damaged when police entered the circuit. But 'the invitation system UYAP SMS' message is sent through, 'that day in that place, the following information in your file will be admitted' it said. Also available to people who can not ferreting message is discarded. Messages refer to a person on the prosecution. The effect is very high. Even people are returning 10 minutes later.

SMS system will only benefit from Turkey's citizens do?

Interest from abroad, the Turkish large. Turkey subscriptions ones. Some of the system is using roaming. 11 countries with the agreement of the GSM companies have received bids.

3G technologies to be used in the trial Do you think the activities!

I think in Singapore 3 generation of mobile phones and connect with people testify in court. We're working to improve the quality of life at every stage. Without harming the person in question will be integrated into the system if the why not. He is already one of negativity would not be possible to ignore the benefits in 1999. Over time as long as they need to participate.

UYAP what won?

MERN 34 million drawn from the population under UYAP record correspondence, stationery, energy, supplies, staff time, without loss of power and how much profit has been realized and put it out of social benefits are provided. UYAP lawyers and citizens to go to court to get rid of expenses incurred, to save time.

UYAP, the creation of judicial politics is how to contribute?

For example, most work can be performed on the criminal activities. Crime in the area if there is a concentrated solution can expand. Improves quality of life, creates an effective judicial system and judicial institutions in the list of reliable can you remove a number.

40 LEARN ABOUT THE CASE OPENED said that

Subscribe without the knowledge of the case file, if any inquiry is made. The parties are asked to receive information about the case, without subscription information can be requested. If you are subscribed to the SMS system and as a witness in a court case If you are writing, the system is also reported it. May receive messages about lawyers all cases. There are twenty-one thousand subscribers currently in the system and messages sent over 200 thousand. We received very positive results. For example, sending mail was a private citizen. Has subscribed to the system, learned about 40 cases have been opened. In the two cases could not reach his decision caught out. Cases in different provinces. He asked what I can do. Go to any judicial proceedings in other cities and other cases because the phrase could be caught not having to leave the decision was announced.

Evening

Artık Evden Dava Açmak Mümkün

Merhaba bu konuyu daha önce paylaşacaktım ama Haber7'nin bu konu ile ilgili roportajını sizlere aktarmak daha uygun olacağı kanısındayım.

UYAP projesi ile yargıda devrime imza atılıyor. Sistem sayesinde adliyeye gitmeden evden dava açmak mümkün. Vatandaş hakkındaki tüm adli gelişmeleri cepten öğrenebilecek.



Deniz ÇİÇEK'in röportajı

Adalet Bakanlığı tarafından devreye sokulan Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) dünyada yargı alanında yapılmış en büyük teknolojik devrim olarak dikkat çekiyor. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, sistem sayesinde avukatlar ve vatandaşların, adliyeye gitmeden mobil imza ile cep telefonundan dava açabilecekleri müjdesini verdi. Şahin, cep telefonu ile davalarla ilgili tüm gelişmelerin öğrenilebildiğini belirterek, 'Hakkınızda açılan bir dava varsa sistem size otomatik olarak SMS atıyor. Sistem, kasko gibi sizi korur' dedi. Şahin, bakanlığının bilgi teknolojilerine yönelik çalışmaları hakkında AKŞAM'a şu bilgileri verdi:

UYAP'TA AVUKAT PORTALI

Yargı sistemi, hep hantallığı ile eleştirilmiştir. UYAP projesi ile yargı işlemlerinde ne gibi kazanımlar sağlandı?

Davaların en az giderle ve en hızlı sonuçlandırılması, anayasal bir ilke ve yargının görevi. Yargıda çok yoğun evrak var. Dava dosyaları için diğer kurumlardan belgeler gerekli. Nüfus, sabıka ve tapu bilgilerine ihtiyaç duyuluyor. Bu durum çok zaman alıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye Bakanlığı, hatta Kandilli Rasathanesi'nden bilgi istiyoruz. Bu kurumlar UYAP'a entegre edildi ve yazışmaya gerek kalmayıncaya kadar entegrasyon süreci devam edecek. Çalıntı cep telefonları konusunda Bilgi Teknoloji ve İletişim Kurumu'yla entegrasyon tamamlandı, kısa zamanda devreye alınacak. Bilgi ve belgeler UYAP üzerinden istenecek. Cep telefonu hırsızlıklarında savcılıklar anında devreye sokuluyor. Savcı tek tuşla, kurumu yormadan telefonu kapatacak. Kamyon kamyon yazışma yapmaktan kurtulduk.

Avukatlar UYAP ile ne gibi hizmetleri alabiliyor?

Adliyede yapabildikleri her işi, sistemden yapabilirler. Adliyeye gitmelerine gerek yok. UYAP'taki 'Avukat Portalı', internetten on-line yargı hizmeti sunuyor. Avukatlar, elektronik imzaları ile sisteme girerek, dava dosyalarını inceleyip, evrak ekleyebiliyor. Dava açıp ve on-line harç ödeyebilirler. Avukatlar sistemde günde 20 bin işlem yapıyor.

MOBİL İMZA İLE EVDEN DAVA AÇMAK MÜMKÜN

Vatandaşlar UYAP ile dava açabiliyor mu?

Devam eden tüm davaların dosyaları UYAP'ta var. UYAP kapsamındaki 'Vatandaş Portalı' ileon-line yargı hizmeti sunuluyor. Vatandaş, T.C kimlik numarasıyla ilgili olduğu dosyaların taraf, konu, durum ve aşamalarını görebilir. Birkaç ay içinde elektronik imza ile evden dava açılabilecek.

Sisteme girmek için mobil imza da kullanılabiliyor mu?

Mobil imzanın test çalışmaları sürüyor. Birkaç ay içinde kullanıyor olacağız. Kısa süre içinde mobil imzası olan avukat ve vatandaş da sistem üzerinden dava açabilecek. Elektronik imza külfetli olabilir, mobil imza daha cüzi fiyatlı. Vatandaş mobil imzası ile dava harcını da yatırabilecek.

Cep telefonu ile UYAP'a giriş mümkün mü?

İnternete girilebilen her türlü cep telefonundan UYAP'a girilebilir. İnternet tarayıcısı olan her türlü cihazla ulaşılabilir. Mobil imzalarıyla da işlem yapabilirler. Bu sayede her ortamda dava açılabilir.

UYAP'ın bir ayağı da SMS bilgilendirme sistemi. Bu sistemle ne gibi hizmetler veriliyor?

UYAP SMS Bilgi Sistemi; mahkemeler, cumhuriyet savcılıkları ve icra daireleri gibi adli birimlerce gerçekleştirilen ve taraflara iletilmesi gereken bilgi, veri ve duyuruların GSM operatörleri aracılığıyla ilgili kişilere SMS yolu ile sunulmasını sağlıyor. Sistem ile adli makamlardaki yetkililer, UYAP portalları üzerinden işlemleri onayladıkları anda ilgili kişilere SMS gönderiyor. Ankara Adliyesi'ne günde 70 bin kişi geliyor, Türkiye genelinde bu sayı 1 milyonu buluyor. Bu insanların büyük bölümü dosyasıyla ilgili gelişmeleri takip etmeye geliyor. Bir insanın adliyeye gitmesinin maliyeti var, trafikte oluşturduğu yoğunluk, kendi işinden yarım gün uzak kalıyor ve bazen hedefine de ulaşamıyor. Adliyedeki bu yoğun insan trafiğini bitirmek için böyle bir proje düşündük. Cep telefonları sisteme kaydedilirse, insanlar dosyalarını otomatik olarak takip edebilecek. Sistem kendisine otomatik olarak davalarıyla ilgili bilgi verecek. Davayla ilgili tüm aşamaları öğrenebilir.

KİMLİK HIRSIZINA KARŞI 4060

Genelde adliyede işi olmayan vatandaşlar da sistemi tercih edebilir mi?
'Adliyede işim olmaz' demeyin. Kimlik hırsızlığı denen olay çok yoğun yaşanıyor. Kişiler kimliğinizle hırsızlık yapıyor, şirket kuruyor, kredi çekiyor ve sonunda adınıza bir dava açılıyor ama haberiniz bile olmuyor. 4060'a kimlik numaranızı 'abone' yazarak mesaj atacaksınız. Siz kurallara saygılı bir vatandaş olarak hayatınızı sürdürürken, kimliğiniz değişik suçlarda kullanılabilir. Siz kaybetmeseniz de o kadar profesyonelleştiler ki kimliğinizi yeniden çıkartabiliyorlar. Sonra bir bakarsınız ki kapında polis, hakkınızda yakalama kararı var. Böyle bir sisteme abone olununca, hakkınızda yasal süreç başlayınca anında haberdar oluyorsunuz. Müthiş bir korumaya sahip oluyorsun. Hukuki bir kasko, sigorta gibi. Haberdar olunca önlem almak kolay.

HAKKIMDA DAVA VAR MI?

Davalarla ilgili ne tür bilgiler SMS yoluyla ulaşacak?

Basit, standart ve tam abonelik olmak üzere üç türü var. Sisteme abone olmanın bedeli yok. Sizinle ilgili dava açıldığında, ya da mevcut bir davada işlem yapıldığında otomatik mesaj gelecek. O mesaj ücretli olacak. 'Hakkımda devam eden dava var mı?' diye sorabilirsiniz. ABD'de tek bir eyalet için sorgu yaptırmanın karşılığı 150, tüm ülkede yapılan sorgulama 250 dolar. Abonelere gönderilen her mesaj içeriği 6 SMS (12 kontör) ile ücretlendiriliyor. Basit abonelik türünde, hakkımda dava açıldı mı, karar alındı mı, avukatım davaya katıldı mı gibi temel bilgiler size ulaşır. Birkaç saniyede 32 milyon dava arasında arama yapılıp yanıt veriliyor. Standart pakette, keşif, duruşma tarihi, bilirkişi incelemesi verilirse, bilirkişiye itiraz edilince, dosya birleşme tarihi belirtildiğinde, yürütmeyi durdurma kararı verilince, dosya temyize gidince, temyiz sonucu çıkınca gibi daha detaylı gelişmelerde mesaj geliyor.

POLİSLE ADLİYEYE GİTMEYE SON

SMS bilgi sistemini geliştirmeyi düşünüyor musunuz?

Sistemi, talebe göre geliştirmek istiyoruz. SMS sisteminin bir yönü daha var. İnsanlar mahkemeye ifade için çağrılıyor. Bazı insanlara yargı ulaşamayınca getirilmesi için polis görevlendirilebiliyor. Polis devreye girince onurları zedeleniyordu. Ancak 'UYAP SMS ile davet sistemi' sayesinde mesaj yollanıyor, 'şu gün şu yerde olun, şu dosya ile ilgili bilginize başvurulacak' deniyor. Aranıp da bulunamayan insanlara mesaj atılıyor. Kişi mesaj üzerine savcılığa başvuruyor. Etkisi çok yüksek. 10 dakika sonra geri dönen insanlar bile oldu.

SMS sisteminden sadece Türkiye'deki vatandaşlar mı yararlanıyor?

Yurtdışındaki Türklerden ilgi büyük. Türkiye abonelikleri olanlar var. Bazıları roaming ile sistemi kullanıyor. 11 ülkenin GSM firmasıyla anlaşma teklifi aldık.

3G teknolojisinin yargı faaliyetlerinde kullanılmasını düşünüyor musunuz?

Sanırım Singapur'da 3. nesil cep telefonu ile insanlar bağlanıp mahkemede ifade verebiliyormuş. Her aşamada hayat kalitesini yükseltmeye çalışıyoruz. Kişiye zarar vermeden sisteme entegresi söz konusu olacaksa neden olmasın. Zaten bir tane olumsuzluk çıkacak diye 99 faydayı yok saymak mümkün değil. Bunların zaman içinde sürece katılması lazım.

UYAP, ne kazandırdı?

MERNİS'ten UYAP kapsamında çekilen 34 milyonu aşkın nüfus kaydının yazışma, kırtasiye, enerji, sarf malzemesi, personel gücü ve zaman kaybına uğramadan gerçekleştirildiğini söylersek ne kadar büyük kazanç ve sosyal fayda sağlandığı ortaya çıkar. UYAP ile avukatlar ve vatandaş adliyeye gitmek için harcadığı masraflardan kurtuluyor, zamandan kazanıyor.

UYAP, yargı politikalarının oluşturulmasına nasıl katkı sağlıyor?

Mesela en çok işlenen on suçla ilgili çalışma yapabilirsiniz. Bir bölgede yoğunlaşan suç varsa çözüm geliştirirsiniz. Yaşam kalitesini artırır, etkin bir yargı sistemi oluşturur ve yargıyı güvenilir kurumlar listesinde 1 numaraya çıkartırsınız.

HAKKINDA 40 DAVA AÇILDIĞINI ÖĞRENDİ

Abone olmadan da davanın dosya bilgisi varsa sorgulama yapılabilir. Taraf olunan davayla ilgili bilgi almak istenirse, abone olmadan bilgi talep edilebilir. SMS sistemine abone iseniz ve bir davaya tanık olarak yazılırsanız, sistem bunu da bildiriyor. Avukatlar tüm davaları hakkında mesaj alabilirler. Şu an sistemde yirmi bir bini aşkın abone var ve 200 bini aşkın mesaj gönderildi. Çok olumlu neticeler alıyoruz. Mesela bir vatandaş mail gönderdi. Sisteme abone olmuş, hakkında 40 dava açıldığını öğrenmiş. Kendisine ulaşamadıkları iki davada yakalama kararı çıkmış. Davalar değişik illerde. Ne yapabilirim diye sormuş. Herhangi bir adliyeye gidip başka şehirdeki davalar için ifade verebileceği ve diğer davalardan dolayı yakalama kararı çıkmasına gerek kalmayacağı bildirildi.

Akşam

23 Haziran 2010 Çarşamba

Litigation in the name of rectification deed Example Petition

Civil guards COURT
Courts in SAYIN
ANKARA





Claimant: Name Surname ID-TC
Contact Information

Defendant: Ankara Deed Registry Office

CASE: Land of the name correction.

SUBJECT: 1-deed registered in, .... Province town ............. Village Map: ... Lot :.... PATA: ... Lot: ..... and .... No. My name in real estate / father 's name / my grandfather's name / ... ... ... ... ... ... .. the name incorrectly. as written.

2 - Land Registry will make the process so that corrections are needed.

3 - ... County ....... I was born in the town / born, my father / my grandfather was born ... ... .. 'in the population register; ............. The village, Volume: while no .........., Family: ........ and Order No.: ......... registered on the main name ....... ..........' is the middle name.

EVIDENCE: Population Registration, witness statements and other official records and other documents.

CONCLUSION-I DEMAND the reasons explained above, and supply and also the above-mentioned sheet and parcel number of land registry (..........) the step / father 's name / name of my grandfather's name (....... ......) As for the correction to be decided by supply and demand, we will respect. ..../..../.....


Plaintiff
Name Surname





Addendum:
Deed Records
Population Registration
Succession Eelam (if any)

Tapuda İsim Tashihi Dava Dilekçe Örneği

NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
ANKARA


DAVACI : İsim Soyisim- Tc Kimlik No
Adres Bilgileri

DAVALI : Ankara Tapu Sicil Müdürlüğü

DAVA : Tapuda İsim Tashihi.

KONUSU : 1-Tapuda kayıtlı, .... ili Merkez ilçesi ............. Köyü Pafta :... Parsel:.... Pata:... Parsel: ..... ve .... no’lu taşınmazlarda ismim/ babamın ismi/ dedemin ismi/……..olan adı yanlışlıkla…………. olarak yazılmıştır.

2- Tapuda yapacağım işlemler dolayısıyla bu düzeltmelerin yapılması gerekmektedir.

3- ... ili ....... ilçesi doğumluyum /doğumlu babam/ doğumlu dedem ……..’in Nüfus kaydı; ............. Köyü, Cilt: .........., Aile sıra no: ........ ve Sıra no: ......... da kayıtlı olup, ana adı ....... baba adı ise ..........’dir.

DELİLLER : Nüfus Kaydı, Şahit beyanı ve diğer resmi kayıt ve sair belgeler.

NETİCE-İ TALEP : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerle ve yine yukarıda pafta ve parsel numaralarını belirttiğimiz tapu kayıtlarında (..........) olan adımın/babamın adının /dedemin adının adının (.............) olarak düzeltilmesine karar verilmesini adına saygıyla arz ve talep ederiz. ..../..../.....


Davacı
İsim Soyisim





Eki :
Tapu Kayıtları
Nüfus Kayıtları
Veraset İlamı (varsa)

In case of revision of title name

Hello
Litigation in the Name of the deed of correction, fixes alias in the Land Registry.

Bilirsinizki title deeds to record ten years ago, the records processed form at that time that the advanced features bulunmamaktaydı.Yani that 50 years ago ID number does not exist, Mehmet name, party Haci Mehmet or Memmed as yazılmaktaydı.Yani summarizes incorrectly yazılmaktaydı.Tabi deed, this type of error correcting gerekiyor.Buda Population Register amelioration of the case such as the civil courts to sue, but düzelecektir.Hukuk courts cases according to the value of First Instance Civil Court or the Magistrates Court had written to you a lawsuit filed by contacting the necessary error correction of sağlayabilirsiniz.Tüm courts, criminal and civil judgments as in this case the the land records of your own proved to be You have to therefore claim petition exists in matters regarding land on the island or parcel of yours knows that witnesses be provided to your advantage olacaktır.Makameleme here to end after next summer in our sample deed in the name correction Litigation Petition and will continue.
Regards.

Tapuda İsim Tashihi Davası

Merhaba
Tapuda İsim Tashihi Davası, diğer adıyla Tapu Kayıtlarında düzeltim.
Bilirsinizki tapulama tutanakları on yıllar önce kayıtlara işlenmiş haliyle o zamanlar bu kadar gelişmiş özellikler bulunmamaktaydı.Yani bundan 50 sene kadar önce TC kimlik numarası bulunmuyor, Mehmet ismindeki şahıslara Hacı Mehmet yada Memmed şeklinde yazılmaktaydı.Yani özetlersek yanlış olarak yazılmaktaydı.Tabi tapudaki bu tür yanlışlıkların düzeltilmesi gerekiyor.Buda Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi Davası gibi hukuk mahkemelerine dava açmakla düzelecektir.Hukuk mahkemelerine dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Mahkemesine yazmış olduğunuz bir dava dilekçesi ile başvurarak gerekli yanlışlıkların düzeltilmesini sağlayabilirsiniz.Tüm mahkemelerde, ceza ve hukuk yargılamalarında olduğu gibi bu dava da da tapu kayıtlarınızın kendinize ait olduğunu ispat etmek zorundasınız.Bu nedenle dava dilekçesinde varsa konu ile ilgili olarak tapudaki ada veya parsellerin size ait olduğunu bilen tanıkların belirtilmesi yararınıza olacaktır.Makameleme burda son verdikten sonra bir sonraki yazımızda örne Tapuda İsim Tashihi Dava Dilekçesi ile devam edeceğiz.
Saygılar.

20 Haziran 2010 Pazar

In-INTERNET CRIME INFORMATION

IT-Internet Crimes presentation titled the first section is comprised of two main parts, the "cyber crimes," the second section with cyber crime as a means of communication in terms of relevancy and "Internet" issue will be studied.



I-cyber crimes



Four separate sub-headings will be presented in this section before the information of the description will be made later during the Turkish Penal Code and regulations, cyber crime and related Supreme Court decisions and the Turkish Penal Code in 2000 draft and given to the regulations related to information and reviews will be presented.



A-Recipe



IT word various dictionaries, "People, technical, economic and social field, in communications they use, scientific basis for the information, especially electronic machinery through the orderly and rational manner the processing of information in electronic devices to collect and process science, informatics," as explained.



Defined as a crime in this area and violations;



a-computer crime,



b-Computer-related crime,



c-PC delinquency,



d-electronic crime,



crimes committed through e-Computers,



f-IT crime or delinquency,



g-IT Violation



is like trying to be expressed in different terms.



In daily life, mainly IT and computer word synonymous expression, as if being used although this is a mistake from the ibarettir.Zira dictionary computer definitions, "a large number of arithmetic or logical operations comprising a task previously given to a program made according to the results by the information and stores the electronic instruments, electronic brain , computerized "as is provided, the above two definitions each other with the overlap is not clearly görülmektedir.Bilişim words, computer benefit from the information storage, processing other people's benefit is presented to the making and transmission activities, on these activities to realize the most important factor in the device represents.

Computer crime or cyber crimes on everyone's alliance where a recipe or the most widely recognized that describes the European Economic Community, Committee of Experts of the May 1983 Paris meeting held at the tanımlamadır.Bu defined according to the cyber crimes, "information automatically processed, or data In a system which is useful to transport illegal, no longer held any moral or unauthorized behavior "is.
Described as in the cyber crime of the sort in the unity yoktur.Konu dealing with some experts, the scope into the possible acts deemed satisfied by, and into groups classified as requiring not, some experts, these offenses two, three or four main headings is reviewing.


If you are a member of the European Economic Community in a recommendation to the crimes ayırmıştır.Bunlar five respectively;

The resources available in one-computer or in any way illegitimate access to the value to ensure the transfer of computer data entry to deliberate, to disrupt them, to remove, destroy,

2-a deliberate fraud to enter computer data or programs, to distort, delete, destroy,
Three-computer system to prevent the deliberate work of entry to computer data or programs, to disrupt, delete, destroy,

4-commercial meaning in order to take advantage of the rights of legitimate owners of a computer program, undermine,


5-computer system without the permission of charge, to overcome security measures have been put through the system by entering intentionally to intervene.


B-Turkish Penal Code and regulations

Cyber crime concept of the Turkish Penal Law for the first time in 1991 and 3756 by Law No. entered the IT field in the Crimes under the Turkish Penal Code 525 article of the (abcd) clause in the arrangements of the law makers of our information space violations cyber crime as a naming preference is observed.

525 of Article (d), IT guilty about what must be given (public service or profession or art, or trade a certain period of prohibition) in the form of fer the penalty related to whether (a), (b) and (c) in paragraphs describe is done Showing five different types of crime to speak of sanctions mümkündür.Bunlar respectively;


1-System, and secrets in violation of law which constitute the information obtained as to find out whether (a-1)

2-harm to someone else to use the information contained in the system, transfer, duplicate, (a-2)


3-no other damage or to him or someone else's benefit to the purpose of the system and the elements to destroy, modify, delete the system's functioning to prevent the wrong way to operate to provide, (b-1)

4-for himself or someone else using the system in favor of benefits to illegal, fraudulent, (b-2)


Counterfeiting is done by using five-System. (C)


C-IT-related crimes in the Court of Appeal decision

Rather than against the victim of cyber crime against business TCK.nun 71.maddesi considering the provision of action for each one of the victims should be evaluated separately.

Y.6.C.D. 02/02/1999 1999/172-102


1-defendants of the pump pressure as the petrol station credit card and oil fields complainants that has forgotten cards, complainants on behalf of different dates of petrol like chips organized and signed the debit through the bank charged that claims to be against the action sübut if TCK.nun 3679 by the Law no different 504 / 3 . The article does not form prescribed in the crime and can create and appreciate the evidence and the debate has entered the top grade heavy penalties under the jurisdiction of the courts go to trial without considering the decision in writing,

According to two-Acceptance; TCK.nun 525/b-2.maddesine wake of the crimes under the jurisdiction of the criminal court of first instance, without considering entering the trial continued to be in a written decision required a reversal.

Y.6.C.D. 3/11/1998 1998 / 9563-9816

(In this case Karacabey Criminal Court of Peace has given the information a criminal conviction is related to.)





Although prepayment under TCK.nun 119.maddesi because of the elimination decision not subject to appellate review if the appeal of the deputy involved in crime due to the qualifications for the examination:

The indictment accused CINE-five publications with a device without permission by solving the FTA as a public and overt collective illustrated and watch is TCK.nun 525/b-son pursuant to punish the prompt and public trial opened, the defendants set-top boxes do not have the workplace, CINE-5 feeds FTA as others watch defended, Samsun 3.Noterliğinin 22/10/1995 day and 35 237 No. arrangements in the shape identified in the minutes of the 10/22/1995 the day of Samsun Sunday Quarter, Çiftehamam Street, Culinary Marketing Kantariye and Food Ingredients, Flavor Biscuit Black Sea Region Reseller of the workplace code without television Fenerbahçe-Galatasaray league crowd of the customer group were watch.

First of all the above mentioned business owner and watch people as suspects investigated by the owner and follow person in the dock that determine if a notary public in determining the specified password without watching the match it mean that decoder inserted whether or not, installed the decoder of the accused or someone else as to whether the connected If not CINE-five publications in the code what the problem was, another tool is used and not used, the dish antenna monitoring points on the availability of not investigated and the accused legal status determination and discretion when it should defect investigation and prosecution and in writing the provisions establishing the law is contrary.

Y.6.C.D. 11/11/1997 1997 / 10376-10580
A-technician that the accused is running "X-Bar" type telephone switchboard shaped some phones "sliv" plucked the strings by contours of writing block, and sometimes these contours by hand in small quantities progress then the situation to hide and others benefiting consists in the actions, "sliv wire-contour" mechanism with the IT are the subject of crime "were subjected to automatic processing of information system" to investigate whether the results by referring to expertise:

1) to determine if such a system that TCK.nun 525 / B, 80;

2) in itself a system, although not to the system putting data "input" task did to determine if the law referred to the system's narrow sense, a computer?, Or physical and abstract elements with complementary broadly an informatics system in that discussion to:

a-system in the narrow sense, and agree that the physical means of a computer system, except in the case of data placement mechanism of action is not considered cyber crimes suspect's action TCK.nun 240.80;

b-law referred to the system at large information system as that adopted in the case of the system data "input" that provides mechanisms for the system will take place, so the defendants action TCK.nun 525 / b, 80;

3) (Sliv wire-contour) setup what the law foresees in the sense that, in itself, a system, nor such a system data "input" to an item as that found if the action is still of the Act 240.80. Article will come oversee being incomplete investigations and insufficient reason in writing way (TCK.525 / b, 80) to establish provisions,

According to B-Acceptance pursuant to paragraph TCK.nun 525/d.madde, and prohibition from profession or art is not given.

C-participating attorney, the administration is against the law of no fixed rule on retainer.

Y.4.C.D. 24/03/1998 1998/1101-2021



Convicted of wrongly taking the complainants own card and using the password withdrawal state machine credit account withdrawals same through which crime; continuum our Department case and YCGK.nun 04/11/2000 day and 2000/6-62-72 decree as mentioned in TCK.nun 525/b-2.madde paragraph of the same law, and 491 / 3 with a criminal matter determination is contrary to law.

Y.11.C.D. 06/02/2001 2001 / 991 2000 / 5573





1-accused, neighbors, the Aysun Mercan and Ugur document to the bank from the monthly statement and capturing these documents use information, and the house in enkodem device with its own credit card's magnetic strip back jeans through the Internet by foreign companies and goods orders in the claim had been According

First, contact the faculty member, electronic engineer, and the Bank and Credit Card Center, the business knowledge and expertise of the three-person expert committee formed of the defendant in the commission TCK.nun 525 / a and (b) shown;

a-data were processed automatically by the program from a system, data or any other violation of law, conceived as an element to

b-automatically processed information in a system program, data or any other element to use to harm someone else,

c-no other damage or to him or someone else's benefit for the purpose, the information automatically processed a system or data or any other factor partly or completely destroyed, or change or delete, or the system's functioning to prevent or wrong way to operate to ensure

d-data processed automatically using a system of law in favor of himself or another against the benefits to

Situation in any one or more of the availability certainly has been identified, the suspect's legal status discretion required, while the non-specialist surveyor's statement on the basis of action fraud attempt as the TCK.nun 504 / 3,61,522. Substance and application be made,

According to two-acceptance, value and economic conditions of the criminal history according to the purchasing power of money is so exorbitant that is contrary to the law are not observed.

Y.6.C.D. 11/29/2000 2000 / 4851-8874

The hotel manager was defendants who belong to the decoder can not be identified, and CINE-5 Film Productions Inc. non-broadcast subscription agreement with the FTA to follow the action in the form of acquittal without considering the legal nature posed in written form rather than conviction is against the law to be decided.

Y.6.C.D. 9/11/1998 1998 / 10188-10082




1-Administrators work as the bank's computer system by entering the duly opened a pension credit limit bankomat account credit limit raise, and also their own behalf improper as bankomat 7 / 24 accounts opened through an unfair advantage is created according to accepted the defendant act TCK.nun 525.maddesinin 1.fıkrasındaki crime without considering where appropriate, the provisions of Article 2.fıkrasıyla establishment

2-defendants to commit a crime by the decision of the same provisions of law described in paragraph two of the first actions although it was understood that the violation is against the law is not applied in the provision teselsül.

Y.11.C.D. 2/12/1997 1997 / 5052-6536




1-accused, has received a contract with a decoder for use at home violate the provisions of this agreement as a benefit offered elsewhere in the legal nature of the action consists in the establishment of provisions being considered in writing,

According to two-Acceptance; TCK.nun 525/b-2.maddesinde according to the prescribed punishment for the same location in the application of the law does not 119.maddesinin events are not observed is contrary to law.

Y.6.C.D. 09/25/1997 1997/8217-8223




Accused of the Yapi Kredi Bank belongs to the debit of the money exiting the section of adhesive tape pasting by the money out of the block and post here to receive soon, stay tuned consists of the actions of information, automatically processed, has kept the system in a technical sense an intervention not count observed without and cash machine is located where the building skills in the absence or investigate whether the results according to ; TCK.nun 492 / 1.491 / First item in the decision to discuss the possibility of being applied as the law will violate the law to be applied with 525/b.maddesi.

Y.6.C.D. 03/11/1997 1997/2358-2515

Defendant's benefit to work with the bank information in automated processing system, Prestige card limit raise obtain the card and password with ATMs multiple withdrawals to your credit limit to increase by system change incorrect handling of the provided file scope understanding by ash in the actions TCK.nun 525 / b-1, 525 / d, that must be observed 80.maddelerine fit.

Y.6.C.D. 05/23/1995 1995/4699-5273




Accused unjustly captured someone else's debit card and ATM withdrawals would like to, but the password does not know in the face action TCK.nun 493 / 2.61. Article fits the crime created without thinking in writing provisions to establish law is contrary.

Y.6.C.D. 05/05/1997 1997/4642-4661




Look at the crimes related to 525.maddesinde TCK.nun of the task of public prosecution in criminal court of first instance, still belongs to the trial without considering the establishment of provisions in a written statement is contrary to law.

Y.6.C.D. 09/11/1998 1998 / 10205-10071




Apartment with private disputes between local courts, the accused in the theft of a fixed common action item TCK.nun 491/ilk Do the crime, if you created the TCK.nun 525/b-2.maddesinde hususundadır.6.4.1990 held on cyber crime, and 2 / 3 No. Court of Appeals Precedent Merge Great General Council Decision of the grounds and all courts and binding acceptance in the face; concrete in the event the accused, cordless phone with the inventor of the frequency by entering a speech to action, the "IT in the field of crime" under the 3756 Law No. with the revised TCK.nun 525.maddesine rather than be punished according to Article 491/ilk gerekmektedir.Esasen, arranged in different ways later 525.maddesinde TCK.nun, wireless phone calls through the leakage of the text included in this article about whether the phrase had been subjected to sanctions is not available.

Y.C.G.K. 25/06/1996 1996/6-151-152




Subject matter in the event that the defendant stolen credit card and the card holder's signature to mimic the different stores to shop by himself and his accomplice to the unlawful benefit the doubt Although there is no credit card to be shown, and this card is valid after determining forgery by removing the shopping TCK.nun 525 / b. The article in the crime fledged search for the system's requirements fulfilled is possible to say değildir.Eylemin informatics crimes to be accepted among the points system used, and events on our credit card, the trust benefited from the store's cheating when a credit card, an ID card such as the use, or the law vazıının purpose in the sense that a the use of systems that we see no objection to the second action by reference to the acceptance and appeal of criminal fraud to be qualified opinion was there.

10/13/1994 97/106 Supreme Council of Military Department


System-12 complaints board connected 762 47 42 762 52 32 number of phones, computer data, change the new command as a result kontürlerini by stopping the central disk and memory in any record held not to provide the accused action TCK.nun 525/b-1, 251.maddelerine fitting special criminal in In general terms without considering the nature of the law 240/1.maddesi with the same decision is contrary to law.

Y.4.C.D. 02/25/1998 1998/11798-674


Code of the involved company's decoder outside a special instrument with the aid have been resolved were it does not, according subscription agreement with the received decoder contract contrary to the provisions as elsewhere in the benefit offer consists action legal quality in the respect being accused hükümlülük a decision,

According to accept;

a) applied according to the duration of the penalty under Article 119.maddesi TCK.nun accused in accordance with recommendations of no pre-payment,

b) The law of substance rather than the optional penalty is contrary both to law enforcement.

Y.6.C.D. 12/29/1997 1997 / 13195-13244




GIN-5 Film and Production Inc. with the subscription agreement without UT called the hotel CINE-5 running track notary through identified was the well, thus using decryption by means of whether the detected, according subscription agreement obtained by decoding the contract contrary to the provisions as elsewhere benefit offered consists of three action legal nature in the establishment of provisions being considered in written form is illegal.

Y.6.C.D. 2/12/1997 1997 / 11750-11698




Defendant, an event playing on the Fenerbahce-Samsunspor match live the live stream of the dish antenna via satellite from the Giresun's makers reflects the defense have the opposite, at the scene expert experts through a review built, set-top boxes without the use CINE-5 running thus obtained be possibly as to whether and also determine whether the decoder is not whether there are subscribers, according to the results of the determination of legal status as required by the investigation in a written wanting to establish provisions are contrary to law.

Y.6.C.D. 06/22/1997 1997/6043-7210
Plant operating engineer A.G.Ö. the rest, and defendants accepted as the computer does not deliver the command to circle the spelling without the phone in the city between and 900 conversations open and hungry they never detect, and according to the results of their actions TCK.nun 525/b.maddesine whether to enter does not should be discussed when the missing analysis and inadequate reason the provisions establishing the law is contrary to .

Y.4.C.D. 11/20/1996 1996 / 7598-8663




Defendants, the public institution is considered the Agricultural Bank and private banks in the nature of Foundations Bank's various branches in the bank officials of fraud and desise by making mistakes reduced to the previous fictitious names, open the accounts to transfer funds through the transfer by providing money to the cashier to deposit without having the debit card with support achieved by the fraudulent acts of TCK.nun 504 / 7.80. and 503 / 1.80. substances formed by the wake of a crime without considering the application of the law be made in writing with 525/b.maddesi is contrary to law.

Y.6.C.D. 11/11/1996 1996 / 11031-10933




D-Turkish Penal Code, the Draft Regulation on


Turkish Penal Code Draft of the Second Book of the Second Part of the Ninth Division, "Information in the Field of Crime," the title label and in this section 345 article begins with the 351 th article ended with seven different substances mevcuttur.Tasarının 345th article of the grounds in the IT field, "the data gathered after placing them automatically subjected to handle the possibility of providing magnetic systems "as described edilmektedir.Halen in force on the 525th article in the" information automatically processed have systems ", expression give the same meaning to" information system "in the words of the use is deemed appropriate also because the explanation is understood.



1-345 th paragraph, no purpose, no matter unlawful in the system to be entered as a crime to accept that the system unfairly as a general intent with the entering of the crime for development is enough, the perpetrators of the specific and special motive in moving is not mandatory.



The article's second paragraph of a new type of offense established not to the first paragraph due to an aggravating cause düzenlemektedir.Failin which reason, whatever the system unfair and a deliberate way to enter the results on the system, the data will be destroyed or changed only this result because the offender a heavier penalty punished. where the offender entered into the system and as a result of the destruction of data or whether the perpetrator was sufficient to change also does not matter whether you want this outcome.



Third paragraph, according to the system wrongly entered attempt in case the offender to the crime completed such sentence given that konusudur.Diğer words fail to crime enterprises in the form of general discount items as the draft's 37 or Article 38 in the discounts may not benefit.



As is well known Turkish Penal Code 525 Article intellectual property rights, not the system in the data and thus the data owners legal interests remain the same understanding of the new amendment also are protected 345th article of the reasons the anlıyoruz.Çünkü reasons clearly 'Literary and Artistic Works Act places areas and systems within the program provisions relating to the reserves. "also be called through the bill in the cyber crime related matter of intellectual property infringement in the case of the application can not be accepted bulunmaktadır.Gerçekten de 5846 No. Literary and Artistic Works Act 4630 by the Law no different," Definitions "heading 1 / B, clause (g) (h), (i) in paragraphs "computer program", "Skins", "Araişlerlik" the concept descriptions were made, "Literary and Artistic Works Types" section in Article 2, the computer programs and preparation sayılmıştır.Dolayısı between science and literature designs and computer programs of Literary and Artistic Works of the Law No. 5846 and taken under protection.



2-346 of Article 1 of the paragraph, information systems for the job as the reversal, prevention, such as causing harm acts a crime into a getirmektedir.Burada protected things, information systems, in other words, the computer's physical assets and systems while discarding all other components.



In the second paragraph of the information system data insertion, data destruction, alteration of a crime and made into and application of this paragraph to be the perpetrator of this result of the realization for a specific intent to act with the gerekmektedir.345 Articles in paragraph two of the perpetrators, a specific intent to not want, but the system wrongly entered as the reason for caused to occur with the result here is being punished for acting with intent to realize that it performs a special number of the above because of the acts punished.



In the third paragraph of the offender, with the actions of the two paragraphs above, someone else's expense, to the benefit of himself or someone else to obtain an unfair financial benefits into the state of information systems are being punished.



346 Article of the first paragraph in the penal amount from one year to three years imprisonment, a billion pounds, five billion pounds a heavy fine and this paragraph in the action an unfair advantage out with the goal of achieving and therefore the action of the third paragraph fit in the case, an aggravated case because the criminal the amount of two years to six years imprisonment and up to two billion pounds, ten billion pounds out heavy penalties to be seen.



The second paragraph in the penal amount of three years to six years imprisonment and three billion pounds, ten billion pounds a heavy fine, although the third paragraph of the wrong of deceit actions to the second paragraph of the made in accordance with the processing and aggravated circumstance to occur in the case in the second paragraph predicted less of imprisonment and fines the minimum terms of appointment as to be able to understand değildir.Yukarıda expressed as a third paragraph in the sentence The minimum of two years and fines of at least limit the two billion pounds and the amount of second paragraph in the minimum limits also below.



Article 346 of the criminal offense to fail in the attempt to complete the sentence as the offender 37 or Article 38 of the bill will not benefit from the discounts.



There are two separate crimes in Article 3-347 Type:



First, information system skill with and a special intent in the field of law on the offenders targeted by an extension to reach the information system data to place the existing data, deface copies of forged documents oluşturmaktır.Suçun formation for the perpetrators of the document to generate enough of the document creating the crime is completed, gerekmez.Sahte also be used if a document has used it to perform well because of the offender, a second penalty is given.



The second type of crime, than perpetrators of fraudulent documents by the other person a false document knowing the state.



This article penalty amount from one year to three years hapistir.Sahtecilik to intent and purpose even if there are similar acts from three years to six years imprisonment and three billion pounds, ten billion pounds a heavy fine and punish 346th Article of the second paragraph, the sentence is less than criminal scheme was seen . fake documents issued intent, without computing system of law in contravention of the data into the current data, destroying, changing people more severe penalties, false document is issued for these acts have committed other, less penalties are very reasonable görülmemektedir.Belki 346 Article the second paragraph of the editing someone else's IT system to enter, 347 Article arrangements in the person's own information systems to enter and forged documents to create related but article text with the reason for this conclusion is difficult to gözükmektedir.Kişi someone else's information into the computers of false documents may issue, the distinction clearly of making There is no doubt more will fit.



4th-Bill's 348 in Article 345 and 346 of Article held in criminal process about the people in these articles are written in prison and fines in addition to, needs to be, fer the punishment referred to as the "public service or profession or art or commerce, six months and three Until this year banned "," crimes used in the institutions two months to one year closure, "" acts in the processing of used cars or a crime occurring things confiscation or property to the state to pass "measures are given.



347 article referred to in fraud crime jobs in case of a fer the punishment of the absence of this application 345 and 346 of Article of longing remarkable, 348th article of the reasons for this effect, the explanation is not.



5 - "bank or credit card misuse," Chapter 349 of Article written purpose of this article, the rationale also stated for these cards unfair, unlawful use as through banks or credit of the damage put to the, thus removing the provision is to prevent.



As is known, debit card, the bank was set up in accordance with law, to enter into information systems, known by a number of card holders by means of the contribution of workers without bank cards to withdraw money from their account provides the holder.



If credit card, bank customers under a contract made between the person's bank credit facilities from the previously determined conditions, which is a tool that allows them to.

Compared to the two cases referred to in Article occurs shall constitute a crime in the first paragraph:



a-someone else's bank or credit card, in any way, regardless seized after the owner's consent, contrary to the use, someone else's, thus, the perpetrator himself or another an unfair advantage of,



b-owner must be given to a bank or credit card to be used by anyone who possesses it, or someone else's

BİLİŞİM-İNTERNET SUÇLARI

Bilişim-İnternet Suçları başlıklı sunum iki ana bölümden ibaret olup ilk bölümde “bilişim suçları”,ikinci bölümde ise bilişim suçları ile alakası ve iletişim aracı olması yönünden “internet” konusu incelenmeye çalışılacaktır.





I-BİLİŞİM SUÇLARI



Dört ayrı alt başlık altında sunulacak olan bu bölümde önce bilişimin tarifi yapılacak,daha sonra sırası ile Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenleme,bilişim suçları ile ilgili Yargıtay kararları ve Türk Ceza Kanunu 2000 Tasarısı ile getirilmeye çalışılan düzenleme ile ilgili bilgiler ve eleştiriler sunulacaktır.



A-Tarifi



Bilişim kelimesi muhtelif sözlüklerde; ”İnsanların; teknik,ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişimlerinde kullandıkları,bilimin dayanağı olan bilginin,özellikle elektronik makinalar aracılığıyla düzenli ve akılcı biçimde işlenmesi,bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi,informatik” olarak açıklanmaktadır.



Bu alanda yapılan ve suç olarak tanımlanan ihlaller;



a-Bilgisayar suçu,



b-Bilgisayarla ilgili suç,



c-Bilgisayar suçluluğu,



d-Elektronik suç,



e-Bilgisayar vasıtası ile işlenen suçlar,



f-Bilişim suçları ya da suçluluğu,



g-Bilişim ihlali,



gibi değişik terimlerle ifade edilmeye çalışılmaktadır.



Günlük hayatta çoğunlukla bilişim ile bilgisayar kelimeleri eş anlam ifade ediyormuş gibi kullanılıyor ise de bu bir yanılgıdan ibarettir.Zira sözlüklerde bilgisayarın tanımı;”Çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran,bilgileri depolayan elektronik araç,elektronik beyin,kompütür” olarak verilmekte olup, yukarıdaki iki tanımın birbirleri ile örtüşmediği açık olarak görülmektedir.Bilişim kelimesi,bilgisayardan faydalanılarak bilgilerin depolanması,işlenerek başkalarının istifadesine sunulur hale getirilmesi ve iletilmesi faaliyetini,bilgisayar ise bu faaliyetin gerçekleştirilmesinde en önemli etken olan cihazı ifade etmektedir.



Bilgisayar suçları ya da bilişim suçları konusunda herkesin ittifak ettiği bir tarif yoksa da en geniş kabul gören tarif Avrupa Ekonomik Topluluğu Uzmanlar Komisyonu’nun Mayıs 1983 tarihinde Paris Toplantısı’nda yaptığı tanımlamadır.Bu tanımlamaya göre bilişim suçları;”Bilgileri otomatik işleme tabi tutan veya verilerin nakline yarayan bir sistemde gayri kanuni,gayri ahlaki veya yetki dışı gerçekleştirilen her türlü davranış”tır.



Tarifinde olduğu gibi bilişim suçlarının tasnifinde de bir birlik yoktur.Konu ile ilgilenen kimi uzmanlar bu kapsama girmesi muhtemel fiilleri saymakla yetinmekte ve gruplara ayırarak tasnife gerek görmemekte,bazı uzmanlar ise bu suçları iki,üç ya da dört ana başlık altında incelemektedir.



Üyesi bulunduğumuz Avrupa Ekonomik Topluluğu ise bir tavsiye kararında bu suçları beşe ayırmıştır.Bunlar sırası ile;



1-Bilgisayarda mevcut olan kaynağa veya herhangi bir değere gayri meşru şekilde ulaşarak transferini sağlamak için kasten bilgisayar verilerine girmek,bunları bozmak,silmek,yok etmek,



2-Bir sahtekarlık yapmak için kasten bilgisayar verilerine veya programlarına girmek,bozmak,silmek,yok etmek,



3-Bilgisayar sistemlerinin çalışmasını engellemek için kasten bilgisayar verilerine veya programlarına girmek,bozmak,silmek,yok etmek,



4-Ticari manada yararlanmak amacı ile bir bilgisayar programının yasal sahibinin haklarını zarara uğratmak,



5-Bilgisayar sistemi sorumlusunun izni olmaksızın,konulmuş olan emniyet tedbirlerini aşmak sureti ile sisteme kasten girerek müdahalede bulunmaktır.



B-Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenleme


Bilişim suçu kavramı Türk Ceza Hukukuna ilk defa 1991 yılında 3756 sayılı Kanunla girmiş olup Bilişim Alanında Suçlar başlığı altında Türk Ceza Kanunu’nun 525 inci maddesinin (a-b-c-d) bentlerindeki düzenlemeleri yapan Yasa koyucumuzun bilişim alanı ihlallerini bilişim suçu olarak isimlendirmeyi tercih ettiği görülmektedir.



525 inci maddenin (d) bendi,bilişim suçu işleyenler hakkında verilmesi gereken (kamu hizmetinden veya meslek veya sanat veya ticaretten muayyen bir süre yasaklanma) şeklindeki fer’i ceza ile ilgili olup (a),(b) ve (c) bentlerinde tarifi yapılıp müeyyideleri gösterilen beş ayrı suç tipinden bahsetmek mümkündür.Bunlar sırası ile;



1-Sistemde yer alan ve sır teşkil eden bilgiyi hukuka aykırı olarak elde edip öğrenmek,(a-1)



2-Başkasına zarar vermek için sistemde bulunan bilgileri kullanmak,nakletmek,çoğaltmak,(a-2)



3-Başkasına zarar vermek veya kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadı ile sistemi ve unsurlarını tahrip etmek,değiştirmek,silmek,sistemin işlemesine engel olmak,yanlış biçimde işlemesini sağlamak,(b-1)



4-Sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlamak,dolandırıcılık,(b-2)



5-Sistemi kullanarak sahtecilik yapmaktır.(c)



C-Bilişim suçları ile ilgili Yargıtay kararları



Birden ziyade karşı mağdura karşı işlenen bilişim suçlarında TCK.nun 71.maddesi hükmü gözetilerek mağdurlardan her birine yönelik eylemlerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.

Y.6.C.D. 2.2.1999 1999/172-102





1-Sanığın pompacı olarak çalıştığı petrol istasyonundan kredi kartı ile petrol alan müştekinin unuttuğu kartla,müşteki adına değişik tarihlerde petrol almış gibi fişler düzenleyip imzalayarak borçlandırmak suretiyle bankadan tahsil ettiğinin iddia edilmesi karşısında,eylemin sübutu halinde TCK.nun 3679 sayılı Yasa ile değişik 504/3.maddesinde öngörülen suçu oluşturup oluşturmadığı ve delilleri takdir ve tartışmasının üst dereceli ağır ceza mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,

2-Kabule göre de;TCK.nun 525/b-2.maddesine uyan suçların asliye ceza mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Y.6.C.D. 3.11.1998 1998/9563-9816

(Bu içtihat Karacabey Sulh Ceza Mahkemesinin bilişim suçundan verdiği bir mahkumiyet kararı ile ilgilidir.)





Her ne kadar TCK.nun 119.maddesi uyarınca ön ödeme nedeniyle verilen ortadan kaldırma kararları temyiz incelemesine tabi değilse de müdahil vekillerinin itirazları suç vasfına yönelik bulunması nedeniyle yapılan incelemede:

İddianamede sanığın CINE-5 yayınlarını bir cihazla izinsiz çözerek şifresiz olarak kamuya açık ve aleni biçimde toplu şekilde gösterip izlettirmekte olduğundan TCK.nun 525/b-son maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış,sanık dekoder sahibi olmadığını,iş yerinde CINE-5 yayınlarını şifresiz olarak başkalarına izlettirmediğini savunmuş,Samsun 3.Noterliğinin 22.10.1995 gün ve 35237 sayılı düzenleme şeklindeki tespit tutanağında ise,22.10.1995 gününde Samsun Pazar Mahallesi,Çiftehamam Caddesi,Lezzet Pazarlama Kantariye ve Gıda Maddeleri,Lezzet Bisküvileri Karadeniz Bölge Bayisi işyerinde şifresiz olarak televizyonda kalabalık bir müşteri grubuna Fenerbahçe-Galatasaray lig maçının izletildiği saptanmıştır.

Öncelikle yukarıda adı geçen işyeri sahibi ve izlettiren kişinin sanık olup olmadığı araştırılarak,sahibi ve izlettiren kişinin sanık olduğunun belirlenmesi halinde,noter tesbitinde belirtilen şifresiz olarak maç izlettirmenin ne anlama geldiği,dekoderin takılı bulunup bulunmadığı,takılı ise dekoderin sanığa veya başkasına ait olup olmadığı,takılı değilse CINE-5 yayınındaki şifrenin ne şekilde çözüldüğü,başka bir araçla kullanılıp kullanılmadığı,çanak antenle izleme hususunun bulunup bulunmadığı araştırılarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken noksan inceleme ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 11.11.1997 1997/10376-10580





A-Teknisyen olan sanığın çalıştığı “X-Bar” tipi telefon santralında bazı telefonların “sliv” tellerini kopartarak kontür yazılmasını engelleme ve zaman zaman bu kontürleri elle küçük miktarlarda ilerletip durumu gizlemek ve başkalarına çıkar sağlamaktan ibaret eylemlerinde,”sliv teli-kontür” düzeneğinin bilişim suçlarının konusu olan “bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem” olup olmadığının bilirkişiye başvurularak araştırılması ve sonucuna göre:

1)Böyle bir sistem olduğunun saptanması durumunda TCK.nun 525/b,80;

2)Başlı başına bir sistem olmamakla birlikte sisteme veri yerleştirme “input” görevi yaptığının saptanması halinde ise Yasada sözü edilen sistemin dar manada bir bilgisayar mı,yoksa fizik ve soyut ögelerle birbirini tamamlayan geniş anlamda bir bilişim sistemi mi olduğunun tartışılması ve:

a-Sistemin dar manada ve fiziki olarak bilgisayar anlamına geldiğinin kabulü durumunda sistemin dışında kalan veri yerleştirme düzeneklerindeki eylemlerin bilişim suçu sayılmadığından sanığın eyleminin TCK.nun 240,80;

b-Yasada sözü edilen sistemin geniş anlamda bilişim sistemi olduğunun kabulü durumunda ise sisteme veri “input” sağlayan düzeneklerin de sistemde yer alacağı,dolayısıyla sanığın eyleminin TCK.nun 525/b,80;

3)(Sliv teli-kontür) düzeneğinin ne Yasanın öngördüğü anlamda başlı başına bir sistem,ne de böyle bir sisteme veri “input” sağlayan bir öge olduğunun saptanamaması durumunda ise eylemin yine Yasanın 240,80.maddelerine gireceği gözetilmeden eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle yazılı biçimde (TCK.525/b,80) hüküm kurulması,

B-Kabule göre de TCK.nun 525/d.madde ve fıkrası gereğince meslek ya da sanattan yasaklama cezası verilmemiş olması.

C-Katılan idare vekiline maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi yasaya aykırıdır.

Y.4.C.D. 24.3.1998 1998/1101-2021



Hükümlünün haksız olarak ele geçirdiği müştekiye ait kart ile şifreyi kullanarak para çekme makinasındaki kredi hesabından para çekmesi suretiyle oluşan suç için;süreklilik gösteren Dairemiz içtihatları ve YCGK.nun 11.4.2000 gün ve 2000/6-62-72 sayılı kararında belirtildiği gibi TCK.nun 525/b-2.madde ve fıkrası yerine aynı Yasanın 491/3 maddesi ile ceza tayini yasaya aykırıdır.

Y.11.C.D. 6.2.2001 2000/5573 2001/991





1-Sanığın,komşuları bulunan Aysun Mercan ve Uğur Belge’ye bankalardan gelen hesap bildirim cetvellerini ele geçirerek bu belgelerdeki bilgilerden yararlanıp,evinde bulunan enkodem cihazı ile kendisine ait kredi kartının manyetik şeridini yeniden kotlamak suretiyle ve internet yoluyla yurt dışındaki şirketlerden mal siparişinde bulunduğu ileri sürüldüğüne göre:

Öncelikle,İletişim Fakültesi öğretim üyesi,elektronik yüksek mühendisi ve Banka ve Kredi Kartları Merkezinde bu işlerde bilgi ve uzmanlığı bulunan üç kişilik bir bilirkişi kurulu oluşturularak sanığın eyleminde TCK.nun 525/a ve (b) bentlerinde gösterilen;

a-Bilgileri otomatik olarak işleme tabi tutmuş bir sistemden programları,verileri veya diğer herhangi bir unsuru hukuka aykırı olarak ele geçirmek,

b-Bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemde yer alan bir programı,verileri veya diğer herhangi bir unsuru başkasına zarar vermek üzere kullanmak,

c-Başkasına zarar vermek veya kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla,bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi veya verileri veya diğer herhangi bir unsuru kısmen veya tamamen tahrip etmek veya değiştirmek veya silmek veya sistemin işlemesine engel olmak veya yanlış biçimde işlemesini sağlamak,

d-Bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlamak,

Durumlarından herhangi birinin veya birkaçının bulunup bulunmadığı kesinlikle tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekli iken,uzman olmayan bilirkişinin beyanına dayanılarak eylemin dolandırıcılığa kalkışma olarak kabulü ile TCK.nun 504/3,61,522.maddeleri ile uygulama yapılması,

2-Kabule göre de;değerin suç tarihindeki ekonomik koşullara ve paranın satın alma gücüne göre pek fahiş olduğunun gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 29.11.2000 2000/4851-8874


Sanığın işletmecisi olduğu otelde kime ait olduğu belirlenemeyen dekoderle CINE-5 Filmcilik ve Yapımcılık A.Ş. ile abonelik sözleşmesi olmayan şifresiz yayın izletmek şeklinde oluşan eyleminin hukuki mahiyet arzettiği gözetilmeden beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 9.11.1998 1998/10188-10082




1-Hizmetli olarak çalıştığı bankanın bilgisayar sistemine girerek usulüne uygun açılmış bir maaş kredi limitli bankomat hesabının kredi limitini yükseltmek ve ayrıca kendi adına usulsüz olarak bankomat 7/24 hesabı açmak suretiyle haksız yarar sağladığı oluşa uygun olarak kabul edilen sanığın eyleminin TCK.nun 525.maddesinin 1.fıkrasındaki suça uygun bulunduğu gözetilmeden,aynı maddenin 2.fıkrasıyla hüküm kurulması,

2-Sanığın bir suç işlemek kararı ile kanunun aynı hükmünü birinci bentte açıklanan iki ayrı eylemiyle ihlal ettiği anlaşıldığı halde teselsül hükmünün uygulanmaması yasaya aykırıdır.

Y.11.C.D. 2.12.1997 1997/5052-6536




1-Sanığın,sözleşme ile evinde kullanmak üzere aldığı dekoderi bu sözleşme hükümlerine aykırı olarak başka yerde istifadeye sunmaktan ibaret eyleminin hukuki nitelikte bulunduğu düşünülmeden yazılı biçimde hüküm kurulması,

2-Kabule göre;TCK.nun 525/b-2.maddesinde öngörülen cezanın süresine göre,aynı Yasanın 119.maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığının gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 25.9.1997 1997/8217-8223




Sanıkların Yapı Kredi Bankasına ait bankamatiğin paranın çıkmakta olan bölümüne yapışkan bant yapıştırmak suretiyle paranın çıkmasını engellemek ve sonradan buradan almak üzere yakında beklemekten ibaret eylemlerinin bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sisteme teknik anlamda bir müdahale sayılmayacağı gözetilmeden ve bankamatiğin bulunduğu yerin bina vasfında bulunup bulunmadığı da araştırılıp sonucuna göre;TCK.nun 492/1,491/İlk maddelerinin tatbiki olanağı da karar yerinde tartışılmadan aynı Yasanın 525/b.maddesi ile uygulama yapılması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 11.3.1997 1997/2358-2515




Sanığın yarar sağlamak amacı ile çalıştığı bankada bilgileri otomatik işleme tabi sistemde prestige card limitini yükseltip temin ettiği kart ve şifresi ile ATM’lerden birden çok para çektiği,kredi limitini yükseltmek suretiyle sistemi değiştirip yanlış işlemesini sağladığı dosya kapsamından anlaşılmasına göre kül halindeki eylemlerin TCK.nun 525/b-1,525/d,80.maddelerine uyduğu gözetilmelidir.

Y.6.C.D. 23.5.1995 1995/4699-5273




Sanığın haksız olarak ele geçirdiği başkasına ait bankamatik kartı ile ATM’den para çekmek istediği,ancak,şifreyi bilmemesi karşısında eyleminin TCK.nun 493/2,61.maddelerine uyan suçu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 5.5.1997 1997/4642-4661




TCK.nun 525.maddesinde yazılı suçlara ilişkin kamu davasına bakma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 9.11.1998 1998/10205-10071




Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık,sanığın sabit görülen eyleminin TCK.nun 491/ilk maddesindeki hırsızlık suçunu mu,yoksa TCK.nun 525/b-2.maddesinde düzenlenen bilişim suçunu mu oluşturduğu hususundadır.6.4.1990 tarih ve 2/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı’nın gerekçesi ve tüm yargı mercilerini bağlayıcı nitelikteki kabulü karşısında;somut olayda sanığın,telsiz telefonuyla müdahilin frekansına girmek suretiyle konuşma yapmak eylemenin “Bilişim alanında suçlar” başlığı altında 3756 sayılı Yasayla yeniden düzenlenen TCK.nun 525.maddesine göre değil,491/ilk maddesine göre cezalandırılması gerekmektedir.Esasen,TCK.nun sonradan değişik biçimde düzenlenmiş 525.maddesinde,telsiz telefon vasıtasıyla yapılan kaçak konuşmaların bu madde metnine dahil edilip yaptırıma tabi tutulduğuna ilişkin bir ibare de mevcut değildir.

Y.C.G.K. 25.6.1996 1996/6-151-152




Dava konusu olayda,sanığın çalıntı kredi kartı ile ve kart sahibinin imzasını taklit ederek değişik mağazalardan alışveriş yapmak suretiyle kendisine ve suç ortağına hukuka aykırı yarar sağladığında kuşku bulunmamakla beraber,kredi kartı gösterilmek ve bu kartın geçerliliği belirlendikten sonra sahte imza atılarak yapılan alışverişte TCK.nun 525/b. maddesindeki suçun teşekkülü için aranan sistemi kullanma şartının yerine getirildiğini söylemek mümkün değildir.Eylemin bilişim suçu kabul edilebilmesi için aranan husus sistemin kullanılması olup,olayımızda kredi kartının verdiği güvenden istifade ile mağazanın dolandırıldığı,kredi kartının bir kimlik kartı gibi kullanıldığı,yoksa kanun vazıının amaçladığı anlamda bir sistem kullanılmasının söz konusu olmadığı görülmekle itirazın kabulü ve itiraza atfen ikinci eylem için suç vasfının dolandırıcılık olacağı kanaatına varılmıştır.

Askeri Yargıtay Daireler Kurulu Kararı 13.10.1994 97/106


Sistem-12 santralına bağlı 762 47 42 ve 762 52 32 numaralı telefonların,bilgisayarda bilgilerini değiştirip verilen yeni komut sonucunda kontürlerini durdurarak santral disk ve belleğinde de herhangi bir kayıt tutulmamasını sağlayan sanığın eyleminin TCK.nun 525/b-1,251.maddelerine uyan özel suç niteliğinde olduğu gözetilmeden genel hüküm niteliğinde olan aynı Yasanın 240/1.maddesi ile karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Y.4.C.D. 25.2.1998 1998/11798-674


Şifrenin müdahil şirkete ait dekoder dışında özel bir alet yardımıyla çözüldüğü saptanmadığına göre,abonelik sözleşmesi ile alınan dekoderi sözleşme hükümlerine aykırı olarak başka yerde istifadeye sunmaktan ibaret eylemin hukuki nitelikte bulunduğu gözetilmeden sanığın hükümlülüğüne karar verilmesi,

Kabule göre de;

a)Uygulanan maddede öngörülen cezanın süresine göre sanığa TCK.nun 119.maddesi uyarınca ön ödeme önerisinde bulunulmaması,

b)Yasa maddesindeki seçimlik cezalardan biri yerine her ikisinin uygulanması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 29.12.1997 1997/13195-13244




CİNE-5 Filmcilik ve Yapımcılık A.Ş. ile abonelik sözleşmesi bulunmayan U.T isimli otelde CINE-5 yayınının izlettirildiği noter aracılığı ile tespit ettirilmiş ise de,bu suretle kullanmanın şifre çözülmek suretiyle olup olmadığı saptanamadığına göre,abonelik sözleşmesi ile alınan dekoderin,sözleşme hükümlerine aykırı olarak başka yerde istifadeye sunulmasından ibaret eylemin hukuki nitelikte bulunduğu düşünülmeden yazılı biçimde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 2.12.1997 1997/11750-11698




Sanık,olay günü oynanan Fenerbahçe-Samsunspor maçının naklen yapılan canlı yayınını çanak anten vasıtasıyla uydudan alarak Giresun’daki vericilere yansıttığını savunmuş bulunması karşısında;mahallinde konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla inceleme yaptırılarak,dekoder kullanılmaksızın CINE-5 yayınının bu suretle elde edilmesinin imkan dahilinde olup olmadığı ve ayrıca dekoder abonesi bulunup bulunmadığı saptanıp,sonucuna göre hukuki durumun tayini gerekirken noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 22.6.1997 1997/6043-7210




Santral işletme mühendisi A.G.Ö. da dinlenmesi ve sanıkların kabulleri gibi bilgisayara verilmemesi gereken komutlarla dairelere yazım yapmadan,telefonları kentler arası ve 900’lü konuşmalara açıp açmadıklarının saptanması ve sonucuna göre eylemlerinin TCK.nun 525/b.maddesine girip girmediğinin tartışılması gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

Y.4.C.D. 20.11.1996 1996/7598-8663




Sanığın kamu kurumundan sayılan Ziraat Bankası ile özel banka niteliğindeki Vakıflar Bankasının muhtelif şubelerindeki banka görevlilerini hile ve desiseler yaparak hataya düşürüp daha önce hayali isimlerle açtırdığı hesaplara havale yoluyla para aktarılmasını sağlayarak karşılığını vezneye yatırmadan sahibi olduğu bankamatik kartı ile çekmek suretiyle gerçekleştirdiği dolandırıcılık eylemlerinin TCK.nun 504/7,80. ve 503/1,80.maddelerine uyan suçları oluşturduğu gözetilmeden aynı Yasanın 525/b.maddesi ile yazılı şekilde uygulama yapılması yasaya aykırıdır.

Y.6.C.D. 11.11.1996 1996/11031-10933




D-Türk Ceza Kanunu Tasarısındaki Düzenleme


Türk Ceza Kanunu Tasarısının İkinci Kitabının İkinci Kısmının Dokuzuncu Bölümü “Bilişim Alanında Suçlar” başlığını taşımakta olup bu bölümde 345 inci madde ile başlayıp 351 inci madde ile sona eren yedi ayrı madde mevcuttur.Tasarının 345 inci maddesinin gerekçesinde bilişim alanı;”verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemler” olarak tarif edilmektedir.Halen yürürlükte olan 525 inci maddede yer alan“bilgileri otomatik olarak işleme tabi tutmuş sistem” tabirinden vazgeçilerek aynı anlamı taşımak üzere “bilişim sistemi” sözcüklerinin kullanılmasının uygun görüldüğü de yine gerekçedeki açıklamadan anlaşılmaktadır.



1-345 inci maddenin birinci fıkrası,ne maksatla olursa olsun hukuka aykırı olarak sisteme girilmesini suç olarak kabul ettiğinden sisteme haksız olarak genel kasıtla girilmesi suçun oluşması için kafidir,failin belirli ve özel bir saikle hareket etmesi aranmamaktadır.



Maddenin ikinci fıkrası yeni bir suç türü ihdas etmemekle birlikte ilk fıkraya bağlı bir ağırlaştırıcı sebebi düzenlemektedir.Failin hangi nedenle olursa olsun sisteme haksız ve kasıtlı bir şekilde girmesi sonucu sistemde bulunan veriler imha edilir veya değiştirilirse sadece bu neticeden dolayı fail daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaktadır.Burada failin sisteme girmesi ve bu girme sonucunda verilerin imha edilmesi ya da değiştirilmesi kafi olup failin ayrıca bu neticeyi isteyip istememesi önemli değildir.



Üçüncü fıkraya göre, sisteme haksız olarak girmeye teşebbüs edilmesi halinde de faile suç tamamlanmış gibi ceza verilmesi söz konusudur.Diğer bir deyişle fail suça teşebbüs halindeki genel indirim maddeleri olan Tasarı’nın 37 veya 38 inci maddelerindeki indirimlerden yararlanamaz.



Bilindiği gibi Türk Ceza Kanunu’nun 525 inci maddesi fikri hakları değil,sistem içerisindeki verileri ve dolayısı ile veri sahiplerinin hukuki menfaatlerini korumaktadır,aynı anlayışın yeni değişiklikle de korunduğunu 345 inci maddenin gerekçesinden anlıyoruz.Çünkü gerekçede açıkça“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan ve sistem içindeki programlara ilişkin hükümler saklıdır.” denilmek sureti ile Tasarı’daki bilişim suçları ile ilgili maddelerin fikri hakların ihlali hallerinde uygulanamayacağı kabul edilmiş bulunmaktadır.Gerçekten de 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 4630 sayılı Yasa ile değişik “Tanımlar” başlıklı 1/B maddesinin (g),(h),(ı) bentlerinde “Bilgisayar programı”,”Arayüz”,”Araişlerlik” kavramlarının açıklamaları yapılmış,”Fikir ve Sanat Eserlerinin Çeşitleri” başlıklı bölümde yer alan 2 nci maddede bilgisayar programları ve hazırlık tasarımları ilim ve edebiyat eserleri arasında sayılmıştır.Dolayısı ile bilgisayar programları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun koruması altına alınmıştır.



2-346 ncı maddenin 1 inci fıkrası, bilişim sistemlerine yönelik olarak işlenen bozma,engelleme gibi ızrar fiillerini özel bir suç haline getirmektedir.Burada koruma altına alınan şey;bilişim sisteminin, diğer bir deyişle bilgisayarın fiziki varlığı ve sistemin işlemesini sağlayan bütün diğer unsurlardır.



İkinci fıkrada ise bilişim sistemine veri sokulması,verilerin yok edilmesi,değiştirilmesi suç haline getirilmiş olup bu fıkranın uygulanabilmesi için failin bu neticelerin gerçekleşmesine yönelik özel bir kasıtla hareket etmesi gerekmektedir.345 inci maddenin ikinci fıkrasında fail,özel bir kasıtla istemediği ancak sisteme haksız olarak girmesi sebebi ile gerçekleşmesine neden olduğu neticeden dolayı cezalandırılırken burada gerçekleşmesi için özel bir kasıtla hareket ettiği ve gerçekleştirdiği yukarıda sayılan fiillerden dolayı cezalandırılmaktadır.



Üçüncü fıkrada ise failin,yukarıdaki iki fıkrada sayılan eylemleri ile; başkasının zararına,kendisinin veya başkasının yararına haksız maddi yarar elde etmek için bilişim sistemine girmesi hali cezalandırılmaktadır.



346 ncı maddenin ilk fıkrasındaki ceza miktarı bir yıldan üç yıla kadar hapis,bir milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezası olup,bu fıkradaki eylemin haksız bir çıkar sağlamak amacı ile gerçekleştirilmesi ve dolayısı ile eylemin üçüncü fıkraya uyması durumunda, ağırlaştırıcı hal sebebi ile ceza miktarının; iki yıldan altı yıla kadar hapis ve iki milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezasına çıkarıldığı görülmektedir.



İkinci fıkradaki ceza miktarı ; üç yıldan altı yıla kadar hapis ve üç milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezası olmasına rağmen,üçüncü fıkradaki haksız çıkar sağlama eyleminin ikinci fıkradaki hale uygun olarak işlenmesi ve ağırlaştırıcı sebebin gerçekleşmesi durumunda, ikinci fıkrada öngörülenden daha az hapis ve ağır para cezasının asgari had olarak tayin edilmesini anlamak mümkün değildir.Yukarıda da ifade edildiği gibi üçüncü fıkradaki hapis cezasının asgari haddi iki yıl,ağır para cezasının asgari haddi ise iki milyar liradır ve bu miktarlar ikinci fıkradaki asgari hadlerin de altındadır.



346 ncı maddedeki suçlara teşebbüs halinde de faile suç tamamlanmış gibi ceza verilecek,fail Tasarının 37 veya 38 inci maddelerindeki indirimlerden istifade edemeyecektir.



3-347 nci maddede iki ayrı suç tipi mevcuttur:



Bunlardan birincisi;bilişim sistemi marifeti ile ve özel bir kasıtla hukuk alanında fail tarafından hedeflenen bir neticeye ulaşmak için bilişim sistemine veri yerleştirmek,var olan verileri tahrif etmek sureti ile sahte belge oluşturmaktır.Suçun teşekkülü için failin belgeyi oluşturması yeterlidir,belgenin oluşturulması ile suç tamamlanır,ayrıca kullanılması gerekmez.Sahte belgeyi gerçekleştiren fail ayrıca bunu kullanmışsa kullanmış olmasından ötürü ikinci bir ceza verilmez.



İkinci suç tipi ise,sahte belgeyi oluşturan fail dışındaki bir başka kişinin sahte olduğunu bilerek belgeyi kullanması halidir.



Bu maddedeki ceza miktarı bir yıldan üç yıla kadar hapistir.Sahtecilik yapma kasıt ve gayesi olmasa bile benzer fiilleri üç yıldan altı yıla kadar hapis ve üç milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandıran 346 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki cezadan az ceza tertip edildiği görülmektedir.Sahte belge tanzim etme niyeti olmaksızın bilişim sistemine hukuka aykırı olarak veriler sokan,mevcut verileri yok eden,değiştiren kişiye daha ağır ceza,sahte belge tanzim etmek için bu fiilleri işleyen kişiye daha az ceza verilmesi pek mantıklı görülmemektedir.Belki 346 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki düzenleme başkasının bilişim sistemine girilmesi,347 nci maddedeki düzenleme ise kişinin kendi bilişim sistemine girmesi ve sahte belge oluşturması ile ilgilidir ancak madde metinleri ile gerekçelerinden bu neticeye varmak zor gözükmektedir.Kişi,başkasının bilişim sistemine girerek de sahte belge tanzim edebilir,bu ayırımın net bir şekilde yapılmasının daha uygun olacağı şüphesizdir.



4-Tasarı’nın 348 inci maddesinde, 345 ve 346 ncı maddelerde düzenlenen suçları işleyen kişiler hakkında bu maddelerde yazılı olan hapis ve para cezalarına ek olarak verilmesi gereken,fer’i ceza olarak nitelediğimiz ” kamu hizmetinden veya meslek veya sanat veya ticaretten altı aydan üç yıla kadar yasaklanma”,”suçta kullanılan kurumların iki aydan bir yıla kadar kapatılması”,”fiillerin işlenmesinde kullanılan araçların veya suçtan meydana gelen şeylerin müsaderesi veya mülkiyetinin devlete geçirilmesi” tedbirlerine yer verilmektedir.



347 nci maddede zikredilen sahtecilik suçunun işlenmesi durumunda fer’i ceza uygulamasının bulunmaması,bu uygulamanın 345 ve 346 ncı maddelere hasredilmesi dikkat çekicidir,348 inci maddenin gerekçesinde bu hususta bir açıklama bulunmamaktadır.



5-“Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” başlıklı 349 uncu maddenin kaleme alınmasının amacı,bu maddenin gerekçesinde de ifade edildiği üzere;bu kartların haksız,hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını,bu yolla çıkar sağlanmasını önlemektir.



Bilindiği gibi banka kartı,bankanın kurduğu bilişim sistemine hukuka uygun olarak girmeyi,kart sahibince bilinen bir numara marifetiyle banka görevlisinin katkısı olmadan kart sahibinin kendi hesabından para çekmesini sağlamaktadır.



Kredi kartı ise,banka ile müşterisi arasında yapılmış bir akit gereğince kişinin bankadan önceden koşulları saptanan kredi olanağını kullanmasını sağlayan bir araçtır.



Madde gerekçesine göre aşağıda zikredilen iki hal gerçekleştiğinde birinci fıkradaki suç oluşur:



a-Başkasına ait banka ya da kredi kartının,her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesinden sonra,sahibinin rızası hilafına kullanılması,başkasına kullandırtılması,bu suretle failin kendisine ya da bir başkasına haksız yarar sağlaması,



b-Sahibine verilmesi gereken bir banka ya da kredi kartının bunu elinde bulunduran kimse tarafından kullanılması ya da bir başkasına kullandırtılması.



İkinci fıkra ise,ilk fıkrada sayılan eylemlerin esasen mevcut olan banka ya da kredi kartlarının tahrif edilerek kullanılması veya bu kartların sahtecilik sureti ile yapılarak kullanılması hallerini cezalandırmaktadır.



Bu maddedeki düzenleme ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.4.2000 tarih,2000/6-62 esas,2000/72 sayılı kararındaki anlayış madde metni haline getirilmiş bulunmaktadır.Bu kararın konusunu teşkil eden olay kısaca şöyledir:



Bu olayda sanık müştekiye ait banka kredi kartını haksız olarak eline geçirmiş,şifresini de öğrenerek bir bankanın üç ayrı şubesine ait ATM’lerden muhtelif tarihlerde para çekmiştir,İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesi banka kartını TCK.nun 493/2.maddesinde zikredilen “sair alet” kapsamında mütalaa ederek bu madde uyarınca sanığı cezalandırmış,Yargıtay 6.C.D. mahkeme kararını onamıştır.Bu onama kararına karşı itiraz yoluna başvuran Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; banka kartının “sair alet” olarak kabul edilemeyeceğini,olayın TCK.nun 525 inci maddesine uyduğunu ileriye sürerek konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulu önüne gelmesini sağlamıştır.Genel Kurul ise yukarıda tarih ve sayısı verilen kararında;ATM olarak adlandırılan sistemin işlemesi için iki unsura gereksinim bulunduğunu,bunlardan birincisinin kart,diğerinin ise şifre olduğunu,ATM makinalarının bir bilgi işlem sisteminin ünitesi olarak kabul edilmesi gerektiğini,sistemi harekete geçirmede kullanılan kartların geleneksel hırsızlık suçları bakımından söz konusu olan “sair alet”sayılamayacağını,olayın TCK.nun 525/b-2 madde ve fıkrasına uyduğunu gerekçeleri ile ileriye sürerek Başsavcılığın itirazını kabul etmiş ve böylece aynı görüşteki Yargıtay 11.C.D.’nin bir başka olayla ilgili olarak verdiği içtihattaki anlayışı kabul etmiştir.Bu genel kurul kararı oy çokluğu ile verilmiş bir karar olup 349 uncu maddedeki düzenleme bu konudaki tartışmaları tamamen ortadan kaldırıcı mahiyette olmakla isabetli bir tasarruf olarak gözükmektedir.



6-“Suç işlemek için örgütlenme” başlıklı 350 nci madde örgütlü suç cürmünün özel bir halini düzenlemekte olup, Dokuzuncu Bölümde sayılan suçları işlemek üzere ikiden fazla kişinin bir araya gelerek bu suçları işleme gayesi ile bir veya birden çok maddi nitelikte hazırlık yapmalarını ağırlaştırıcı hal olarak kabul edip cezalandırmaktadır.



7-351 inci madde, 345,346,347,349 ve 350 nci maddelerde tarifi yapılan suçların işlenmesi halinde tüzel kişileri de sorumlu tutmaktadır.



Tasarı’nın İkinci Kısım İkinci Bölümü “Tüzel Kişiler” başlığını taşımakta olup bu bölümde yer alan 25 ve 26 ncı maddelerdeki düzenlemeye göre;fiili işleyenin sorumluluğu baki kalmak üzere özel hukuk tüzel kişileri,kanunun ayrıca belirttiği hallerde,organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan dolayı sorumludurlar.Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilmesi gereken para,müsadere veya mülkiyetin Devlete geçirilmesi cezaları tüzel kişi hakkında da uygulanır.Fiili işleyen kişi hakkında hükmedilen hürriyeti bağlayıcı cezalarla,kamu hizmetlerinden yasaklanma,bir meslek veya sanat veya ticaretin icrasının durdurulması cezalarının süresini aşmamak kaydı ile tüzel kişinin çalışmadan yasaklanıp yasaklanmayacağına,yasaklanacaksa bunun süresinin ne olacağına mahkemece karar verilebileceği gibi, tüzel kişinin beş yılı geçmemek üzere atanacak denetçilerin kontrolu veya yöneticilerin eliyle çalışmalarını sürdürmesine de karar verilebilir.



Tasarı’nın 2 nci Kitap 1 inci Kısım 8 inci Bölümü “Hayatın Gizli Alanına ve Özel Hayata Karşı Suçlar” başlığını taşımakta olup bu bölümde yer alan 195 ve 196 ncı maddelerdeki düzenlemeler de bilişim suçu kapsamında değerlendirilebilir.Bu iki maddenin “Bilişim Alanında Suçlar” başlıklı bölüm içerisine alınması belki daha uygun olurdu.



8-195 inci maddenin gerekçesinde de ifade edildiği üzere,günümüzde kişilerle ilgili kayıtların bilgisayar ortamına geçirilip muhafaza edilmesi uygulamasına; hastaneler,sigorta şirketleri,bankalar,kredili alışveriş yapan mağazalar ve benzeri kuruluşlar sıkça başvurmaktadır.Bu özel bilgilerin rıza hilafına ilgisiz kişilerin eline geçmesi ve kullanılması, hem bu bilgileri muhafaza eden kurumu ve hem de haklarındaki bilgiler bilgisayar ortamında muhafaza edilen kişiler yönünden sakıncalar doğurabilir.Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1973 ve 1974 yıllarında özel sektör ve kamu sektöründeki elektronik bilgi bankalarında uygulanacak ilkeleri gösteren iki tavsiye kararı kabul etmiş,Avrupa ülkelerinin bir çoğu 1970’li yılların sonunda bu ilkeler doğrultusunda “verilerin korunması” ile ilgili özel yasaları kabul ederek yürürlüğe koymuşlardır.Özel yasaların kabul edilmesi de yetmemiş,Avrupa Konseyi’nin sürdürdüğü çalışmalar sonucunda “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması”na ilişkin bizim de taraf olduğumuz 108 sayılı Sözleşme 28 Ocak 1981 tarihinde imzaya açılmıştır.



195 inci maddenin 1 numaralı fıkrasının ilk paragrafında,kişinin rızası hilafına veya kanunun öngördüğü şekil ve usullere uyulmaksızın kişisel verilerin bilişim sistemine yerleştirilmesi veya işlenmesi eylemi suç haline getirilmektedir.



İkinci paragrafta,verilerin hileli veya kanun dışı yollarla elde edilmesi hali ceza artırım sebebi olarak kabul edilmiştir.



2 numaralı fıkranın birinci paragrafı,kanuna uygun olarak bilişim sistemlerine yerleştirilen veya işlenen kişisel verilerin, muhafazaları için gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması sureti ile bu bilgilerin başkalarının eline geçmesine,bozulmasına veya zarar görmesine neden olanları cezalandırmaktadır.



Bu fıkranın ikinci paragrafı, fiilin taksirle işlenmesi durumunda failin ağır para cezası ile cezalandırılması gerektiğini hüküm altına almıştır.



Maddenin (3) numaralı fıkrası, yasaların öngördüğü haller saklı kalmak üzere,kişilerin ahlaki niteliklerinin,siyasi,felsefi veya dinsel görüşlerinin,ırki kökenlerinin,sendikal bağlantılarının,cinsel yaşamları ve sağlık durumları ile ilgili bilgilerin kişisel veri olarak sisteme yerleştirilip işlenmesini hapis cezası ile tecziye etmektedir.



9-196 ncı maddenin (1) numaralı fıkrası,kişisel verilerin yetkisiz kişilere verilmesini,açıklanmasını,çeşitli özel maksatlarla kullanılmasını ve ele geçirilmesini,



(2) numaralı fıkrası ise,kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verilerin sistem içinde muhafaza edilmeye devam edilmesini,yok edilmemesini cezalandırmaktadır.





II-İNTERNET


Bilindiği gibi bilişim suçunun işlenebilmesi için ana unsurlardan bir tanesi bilgisayar dediğimiz cihazdır.Bu cihaz internet kullanımı için de gereklidir.Yukarıda bilişim suçu olarak açıklamaya çalıştığımız fiiller internet vasıtası ile de işlenebilir. Tasarı’da bilişim suçları ayrı bir bölüm halinde yer almasına rağmen bu bölümde yer alan maddelerde veya bağımsız bir bölüm olarak internetten hiç bahsedilmemesi dikkat çekici önemli bir eksiklik olarak görülmektedir.



Diğer taraftan internet,sözlüklerde;



”Duygu,düşünce veya bilgilerin;telefon,telgraf,televizyon,radyo gibi akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması,bildirişim,haberleşme,komünikasyon” olarak tarif edilen iletişim faaliyetinin en önemli araçlarından birisidir.



Tasarı’nın “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinin 11 inci bendinde “Basın ve yayın yolu ile” kavramının anlamı;basın ve yayın yolu ile veya her türlü görsel ve işitsel iletişim araçlarıyla yapılan yayın olarak tarif edilmesine rağmen bu tanım içerisinde internetin ayrıca zikredilmemesi tatbikatta karışıklıklara ve şüphelere neden olabilecek gibi gözükmektedir.Çünkü Tasarı’nın 170/5-6,178/son,188/3,190/2,357/3,377/2,471/2 nci maddelerinde açık olarak suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi ağırlaştırıcı sebep olarak kabul edilmişken,291/2 nci madde ile buraya atıf yapan 292 nci maddenin son fıkrasında “her türlü kitle iletişim araçları,ses kayıt bantları,sesli veya sözlü yayın araçları,internet,plak,elle çoğaltılarak yayınlanan veya dağıtılan yazılar,genel yerlerde levha ve ilan asma” faaliyetleri ağırlaştırıcı sebep kabul edilmiş,358/2 nci maddede “basın ve görsel veya işitsel yayın” tabirinin kullanılması tercih edilmiş,426/4 ncı madde ile 430/4 uncu maddelerde ise “basın veya görsel veya işitsel yayın yolu ile veya internet marifetiyle” suçun işlenmesi ağırlaştırıcı sebep olarak madde metni içerisine yerleştirilmiştir.Bu durumda sanki internet,4 üncü maddenin 11 numaralı bendinde tanımı yapılan basın ve yayın araçları dışında bir araçmış gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır.



Bu sakıncayı gidermek için Tasarı’nın 4/11.bendindeki “Basın ve Yayın Yolu İle” tabiri yerine “İletişim Araçları İle” tabirinin kullanılması,teknolojinin devamlı gelişme gösterdiği,önümüzdeki yıllarda yeni iletişim araçlarının keşfedilebileceği ihtimalinden hareketle,iletişim faaliyetinin bir ucu açık olacak şekilde ileriye yönelik tarifinin yapılması, günümüzde mevcut olan iletişim araçlarının interneti de kapsayacak şekilde sayılması,iletişim araçları ile suçun işlenmesi halinde cezaların ağırlaştırılması düşünülen maddelerde bu araçları tek tek saymak yerine sadece bu tabirin kullanılmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir.



İletişimle ilgileri bakımından Tasarı’nın 199/2,218/7,293 ve 312 nci maddelerinden bahsetmek gerekir.



“Basit hırsızlık” başlıklı 199 uncu maddenin 2 nci fıkrasında telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanma cezalandırılmıştır ki bu düzenleme maddenin muadili olan TCK.nun 491 inci maddesinde bulunmamaktadır,bu tür olayların gittikçe artış göstermesi sebebi ile isabetli olmuştur.



“Nitelikli dolandırıcılık” başlıklı 218 inci maddenin 7 nci bendine (bilişim sistemi)’nin de ilave edilmesi ile bu sistemler aracı kılınarak işlenen ve giderek artış gösteren suçların takibinde önemli faydalar sağlanacaktır.



TCK.nun 162 nci maddesinin muadili olarak getirilen “Kanunun cürüm saydığı yayının nakli” başlıklı 293 üncü maddedeki düzenleme,Alman Teleservisler Yasası’nın “Sorumluluk” başlıklı 5 inci maddesinin 2 nci bendindeki düzenleme ile paralellik arzetmektedir.Şöyle ki;293 üncü maddenin ilk fıkrasına göre “Kanunun cürüm saydığı bir yayını,herhangi bir iletişim aracı ile nakleden,asıl yayını yapan gibi cezalandırılır.”5 inci maddenin 2 numaralı bendine göre ise “Servis sağlayıcılar,kullanıma hazır tuttukları yabancı içeriklerden dolayı,ancak bu içeriğin bilgisine sahip oldukları ve bu içeriklerin kullanımının önlenmesi teknik olarak mümkün ve kendilerinden beklenebilir olduğu durumda sorumludurlar.”Her iki halde de nakledilen yayının içeriğine katılıp katılmamak önemli olmadığı gibi,yayında ileriye sürülen fikirlere iştirak edilmediğine dair kayıt ilave edilse bile sorumluluk mevcuttur.Burada önemli olan içeriğine vakıf olarak bir yayını nakletmektir.



“Kamu haberleşmesini bozma” başlıklı 312 nci madde,TCK.nun 391 inci maddesinde zikredilen telgraf,telefon ve telsiz gibi muhabere araçlarını tek tek saymak yerine “telli veya telsiz her türlü kamu haberleşme araçları” tabirini kullanmıştır ki ileride keşfedilmesi mümkün yeni haberleşme araçlarını da içine alacak bir düzenleme olması itibariyle doğru bir tercihtir.



İnternetle işlenen suçlarda yetkili mahkemeyi tayin bakımından da önem arzeden “Yer bakımından uygulama” başlıklı 6 ncı maddenin ilk fıkrasının 2 nci cümlesinden bir nebze bahsetmek gerekir.Bu cümleye göre “Eylemin kısmen veya tamamen Türkiye’de yapılması veya neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi halinde suç,Türkiye’de işlenmiş sayılır.”



Bu düzenlemeye göre aşağıdaki üç halde de suç Türkiye’de işlenmiş sayılacaktır:



a-İnternete girişin ve neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi,



b-İnternete girişin Türkiye’de olması,neticenin yabancı bir ülkede gerçekleşmesi,



c-İnternete girişin yabancı bir ülkeden olması,neticenin Türkiye’de tahakkuku.



İlk halde fiil ve netice Türkiye’de gerçekleştiği,dolayısı ile fail ve mağdur Türkiye’de oldukları için yetki bakımından herhangi bir sorun çıkması düşünülemez.İkinci halde fail Türkiye’de,mağdur yabancı ülkede,üçüncü halde ise fail yabancı ülkede,mağdur ise Türkiye’de bulunduğu için yetki ihtilaflarının çıkması kaçınılmazdır.Dolayısı ile son iki hal için bu alanda mutlaka uluslar arası sözleşmeler yapılması gerekir.



Bu cümle,Türkiye’nin yetki alanını ülke çapında düzenler gibi görünmekte ise de,Türkiye’de milli sınırlar içerisinde internet suçları bakımından hangi adli merciin yetkili olacağı konusunu halletmekten uzaktır.Yasal bir düzenleme yapılıncaya kadar ceza mevzuatında genel olarak (Yetki) konusunu düzenleyen CMUK.nun 8 inci maddesindeki düzenlemeden de istifade edilerek tatbikatta şu şekilde hareket edilmesi uygun görülmektedir:



a-Failin ve internete giriş yerinin belli olduğu,servis sağlayıcı şirket çalışanlarının herhangi bir şekilde suç faili olmadığı durumlarda internete giriş yeri adli mercii,



b-Servis sağlayıcı şirket çalışanlarının suç faili olduğu durumlarda şirket merkezinin bulunduğu yer adli mercii,



c-Takibi şikayete bağlı hakaret ve sövme cürümlerinin internet vasıtasıyla işlenmesi durumunda suç mağdurunun ihtiyarına göre;



aa)Mağdurun ikamet ettiği ya da sakin olduğu yer adli mercii (istisnai yetki),



bb)Olayın özelliğine göre yukarıda iki şık halinde yazılı olan yerlerdeki adli mercilerden herhangi biri.



Avustralya’lı bir iş adamı ile ilgili olarak Amerikan finansal haber şirketi tarafından internette yayınlanan bir makalede bu iş adamına hakarette bulunulduğundan bahisle açılan hakaret davası ile ilgili olarak Avustralya Yüksek Mahkemesinin, davanın Amerika’da değil,müştekinin bulunduğu Avustralya’nın Victoria eyaletinde görülmesine karar verdiği bu ay içerisinde günlük gazetelerde çıkan haberlerden anlaşılmakta olup bu karar dahi görüşümüzü teyit etmektedir.



İnternetin iletişim aracı olması onun çeşitli fonksiyonlarından sadece bir tanesidir,basının da en önemli işlevlerinden bir tanesi budur.Diğer bir deyişle internet ve basın, kitle iletişim aracı olmaları bakımından sadece bu noktada ortak bir zeminde buluşmaktadırlar.Belki bu nedenle internetin diğer fonksiyonları göz ardı edilerek internet ortamında işlenen suçlara Basın Kanunu hükümlerinin uygulanabileceğini söyleyenler ve savunanlar vardır.Bu görüşte olanlar her iki yayının dokularının ve tekniklerinin farklı olduğunu gözden kaçırmaktadırlar.Basın Kanunu ancak tabı aletleriyle yani matbaa makinalarıyla çoğaltılabilen basılı eserlere uygulanabildiği halde dijital,sayısal bir yayın türü olan internette basılı eser bulunmamaktadır.İnternet kullanıcısının eli altındaki yazıcı marifetiyle bir web sayfasının içeriğini kağıda dökmesi,bunu çoğaltması matbaa aletiyle çoğaltma sayılamaz.Burada dikkat edilmesi gereken ikinci nokta,internet yayınını gerçekleştiren kişi ya da kişilerle bu yayında hiçbir dahli olmayan,sadece internet yayınından istifade etmeye çalışan internet kullanıcısının aynı safta yer almamalarıdır.Basılı eserin yayınını gerçekleştiren yazı sahibi,sorumlu müdür,yayınlatan gibi süjeler ise basılı eser neticesini meydana getirmek bakımından fikir ve eylem birliği içerisindedirler.Sonuç olarak internet kullanıcısının başkaları tarafından basılan bir gazeteyi,dergi ve kitabı alıp okuyan insandan farkı yoktur.Basın Kanunu’nun 16 ncı maddesine göre cezai sorumluluk asıl olarak yazı ya da eser sahibine,sorumlu müdüre,yayınlatana,bunlar bulunamadığı takdirde ise sırası ile basana,satana ve dağıtana aittir.İnternet ortamında ise sayılan bu süjelerin karşıtı olan, kendilerine sorumluluk yüklenebilecek kişi ya da kişiler bakımından bir paralellik ve örtüşme sadece Basın Kanunu’ndaki yazı ya da eser sahibi-internetteki içerik sağlayıcı bakımından söz konusudur.



Bu yanlış görüşten hareketle 4756 sayılı Yasanın 26 ncı maddesi ile 5680 sayılı Yasaya eklenen Ek Madde 9’la; internet ortamında yayınlanan hür türlü yazı,resim,işaret,sesli veya sessiz görüntü ve benzerleri ile yalan haber yapılması,hakaret ve benzeri fiillerin işlenmesi durumunda 5680 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.Dış alemde 5680 sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak gazete,dergi,kitap şeklinde yayınlanan basılı eserlerin hiçbir değişiklik ve ekleme yapılmadan aynen internet ortamına aktarılması durumunda Ek Madde 9’daki düzenlemeye ihtiyaç olmadan hem hukuk ve hem de ceza davalarında 5680 sayılı Yasanın uygulanmasının imkan dahilinde olacağını düşünüyorum.Çünkü 5680 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasına göre;“Basılmış eserlerin herkesin görebileceği veya girebileceği yerlerde gösterilmesi veya asılması veya dağıtılması veya dinletilmesi veya satılması veya satışa arzı (neşir) sayılır.” Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat’a göre neşir kelimesinin manası;neşretmek,yaymak,bir haberi faşetmek,herkese duyurmak,şayi kılmak,izhar etmektir.İnternetin yaptığı işlerden biri de budur.Maddenin yazılış tarzı hemen 17 nci maddenin değiştirilen yeni halini çağrıştırmakla birlikte,kullanılan kelimeler arasında birebir örtüşme olmadığı görülmektedir.17 nci maddede “...yalan haber,hakaret,sövme ve her türlü fiil...”den bahsedilirken,Ek Madde 9’da “...yalan haber,hakaret ve benzeri fiil...”den söz edilmektedir.Ek Madde 9’da “sövme” kelimesine yer verilmediği gibi, “her türlü fiil” yerine “benzer fiil” kelimeleri kullanılmıştır.Ek Madde 9,doğrudan 5680 sayılı Yasanın 17 nci maddesini telaffuz etmeden tümü ile 5680 sayılı Basın Kanunu hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir ki bu da dikkat çekicidir.Acaba bu bir zuhul eseri midir,yoksa bilinçli olarak yapılan bir düzenleme midir?Ek Madde 9’un da 17 nci maddede olduğu gibi,internet ortamında gerçekleşen yalan haber,hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddi ve manevi zararları karşılama ile ilgili hususları düzenleme gayreti içerisinde olduğu muhakkaktır.Yapılan bir yayın sebebi ile özellikle manevi zararın tazmini için Basın Kanunu’nda bu zararı kısmen de olsa giderici mahiyette olmak üzere 17 inci maddede zikredilen tazminat davası yanında,mevkutelerle ilgili olarak 18 inci maddede zikredilen mahkumiyet kararının yayınlatılması,19 uncu maddede zikredilen cevap ve düzeltme hakkının kullanılması gibi hukuki müesseseler de vardır,acaba Ek Madde 9,kullandığı genel ifade ile 18 inci ve 19 uncu maddelerin de internet ortamında uygulanabileceğini mi söylemek istemektedir?18 inci maddenin uygulanması ile alakalı olarak ; İnternette yapılan bir yayın sebebi ile kişilik haklarına tecavüzde bulunulduğu iddiası ile şikayette bulunan ve yapılan yargılama sonucunda lehine karar alan kişi,bu karara ilişkin kesin hükmün internet ortamında yayınlanmasını ve manevi zararının bu şekilde bir ölçüde giderilmesini talep eder ve bu talebi kabul edilirse bu kesin hükmün internet ortamında yayınlanmamasından kim sorumlu tutulacak,bu karar internet ortamında nasıl yayınlanacaktır?Keza 19 uncu maddede düzenlenen cevap ve düzeltme hakkının kullanılması ile ilgili olarak ; tekzip metninin yayınlanmasına ilişkin karar alan kişinin bu talebi internet ortamında nasıl yerine getirilecek,tekzip metninin yayınlanmamasından kim ya da kimler sorumlu tutulacaktır?Bu konularda bir açıklık olmaması tatbikatçıların farklı uygulamalarına yol açabilecek niteliktedir.



Basın Kanunu,2 nci maddesinde ifade edildiği üzere,”yazılar ve resimler” hakkında uygulanabilir,halbuki Ek Madde 9’da bunların dışında “..işaret,sesli veya sessiz görüntü ve benzerleri...”nden de bahsedilmektedir.Bunlar hakkında Basın Kanunu’nun uygulanması mümkün olmadığı için Ek Madde 9’un 17 nci maddeye ve bu maddenin de Basın Kanunu’ndaki sorumluları belirleyen 16 ncı maddeye yaptığı göndermenin, “işaret,sesli veya sessiz görüntü ve benzerleri...” açısından hiçbir kıymeti yoktur.Zira internet ortamında “işaret,sesli veya sessiz görüntü veya benzerleri” ile yapılan haksız fiillerin sahipleri hakkında Basın Kanunu’nun genel sistematiği içerisinde sorumluları belirlemek ve haklarında uygulama yapmak imkansızdır.İnternete mahsus,bu yayının tekniğine ve şartlarına uygun ayrı bir düzenleme yapmak şarttır.



Ek Madde 9’un,açıkça belirtmemekle birlikte 17 nci maddeye ve bu maddenin de 16 ncı maddeye yaptığı gönderme sebebi ile;internet ortamında aynen yayınlanan mevkuteler,kitaplar ve sair basılı eserler bakımından yazar,sorumlu müdür,yayınlatan (naşir) gibi sıfatları taşıyan kişiler hakkında tazminat davaları açılabilir.Dış alemde gazete,dergi ve kitap olarak somut bir şekilde görüp hissedebildiğimiz,okuduğumuz basılı eserleri internet ortamına aynen aktaran ve bir anlamda teknik bir görev ifa eden insanların bu yayınların içeriklerinden hiçbir şekilde cezai açıdan sorumlu olmamaları gerekir.Zira bu insanlar,dış alemden sanal aleme aktarımını yaptıkları metinlerin içeriklerine vakıf değillerdir.Bu mantıktan hareketle dış alemde aylık dergi olarak basılıp satışa arzedilen bir basılı eserin internet ortamında aynen yayınlandığı bir olayda,içeriği itibari ile suç teşkil eden bir yazı sebebi ile derginin sorumlu müdürü ve yazı sahibi hakkında kamu davası açılmış,dergiyi internet ortamına aktaran kişi ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamıştır.Belki bu kişilerin belli olmaması,bu kimseler aleyhine Türk Mahkemelerinde dava açılamaması gibi istisnai durumlarda Basın Kanunu’nun 16 ncı maddesinde olduğu gibi bir sorumluluk sistemi kabul edilebilir ve ancak bu şartların tahakkuku halinde internet ortamına aktaran,içeriğine vakıf olarak kullanıcıların istifadesine sunan kişilerin sorumluluğu cihetine gidilebilir,tabii ki bütün bunlar yasal düzenleme gerektirir.



Dış alemde gazete,dergi,kitap olarak gördüğümüz basılı eserlerin aynen aktarılmaması,fazladan yazılar eklenmesi ve bunlarda da suç teşkil eden ibareler bulunması hali de düzenlenmeye muhtaçtır.Zira bu durumda sorumlu müdür veya yayınlatan kişi; kendisinin ancak gazete,dergi ve kitapta yazılı olan kısımlardan sorumlu tutulabileceğini,bunların dışında ekleme yapılarak internet ortamında yayınlanması durumunda sorumlu olamayacağını savunabilir,bunun haklı bir savunma olduğu şüphesizdir.Bu durumda ekleme yaparak internet ortamına aktaran kişi ya da kişilerin sorumluluğu söz konusudur.



Günümüzde medyada tekelleşme ya da kartelleşme olarak ifade edilen rahatsız edici durumun bir sonucu olarak bir çok basın mensubunun çalıştıkları yayın kuruluşlarından ayrılmak zorunda kaldıkları bilinen bir vakıadır.Bu insanlardan bir kısmı internet ortamında alternatif medya olarak da adlandırılan internet gazeteciliği yapmaktadırlar.Ek Madde 9’un 17 nci maddeye yaptığı gönderme bu gazetecilerin yaptığı yayın faaliyetini düzenlemekten çok uzaktır.Çünkü bu yayın alanında 5680 sayılı Yasa anlamında mevkute sahipliği,sorumlu müdürlük ya da naşirlik sıfatları yoktur.Dolayısı ile bu kişilerin,yaptıkları yayın sırasında tazminat davasına konu teşkil edebilecek bir haksız fiil işlemeleri durumunda Ek Madde 9’un,17 ve 16 ncı maddelerin tatbik kabiliyeti yoktur.



İnternetle ilgili bir düzenleme yapmaya çalıştığı anlaşılan 4756 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi ile değiştirilen 3984 sayılı Yasanın 31 inci maddesi üzerinde de durmak gerekir.



31 inci maddenin (Sorumluluk) olan madde başlığı (Program Hizmetinin İçeriği ve Yeni Yayın Tekniklerinin Kullanımı) olarak değiştirilmiş,evvelce iki cümleden ibaret tek bir fıkradan ibaret olan maddeye ikinci fıkra eklenerek;”Her türlü teknoloji ile ve her türlü iletişim ortamında yapılacak yayın ve hizmetlerin usul ve esasları,Haberleşme Yüksek Kurulu’nun belirleyeceği strateji çerçevesinde Üst Kurul’ca tespit edilip,Haberleşme Yüksek Kurulu’nun onayına sunulur.Bu yayın ve hizmetlerin mevzuata uygunluğu Üst Kurul’ca denetlenir.” hükmü getirilmiştir.Fıkra metni içerisinde geçen (her türlü teknoloji),(her türlü iletişim ortamı) tabirlerinin internet yayınlarını da kapsadığı düşünülmekle birlikte 3984 sayılı Yasada hüküm bulunmasına ve geniş maddi olanaklarına rağmen,özel radyo ve televizyonları bütünüyle izleyemeyen Üst Kurul’un, internet yayınlarını nasıl izleyip denetleyeceği merak konusudur.Bir takım müeyyideler içeren 3984 sayılı Yasanın 33 üncü maddesinde bu Kanunda belirtilen esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarından bahsedilmekte olup internetten söz edilmemektedir.Bu durumda 33 üncü maddenin önceden tespit edilmiş ilkelere aykırı yayın yapan internet kuruluşlarına uygulanması mümkün görülmediği gibi aynı Yasanın 1 inci maddesi açıkça “Bu Kanunun amacı,radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesidir.”demekte,internet yayınını çağrıştıran herhangi bir düzenlemeye yer vermemektedir.Zaten internet yayınlarına has herhangi bir yayın ilkesi de tespit edilmiş değildir ki bunlara aykırılık söz konusu olsun.31 inci maddenin ikinci fıkrası ile yapılmak istenilen değişikliğin hangi amaca hizmet ettiği anlaşılamamaktadır.



Business Week isimli Amerikan dergisinin son sayılarından birindeki verilere göre;2000 yılında 650 olan online kumar site sayısı bugün 1500 civarındadır.Yalnız Amerika’da bu yıl 1.5 milyar dolarlık kumar oynanmıştır.Temmuz ayında çocuk pornosu ile ilgili site sayısı 800 olup 150 FBI ajanı bu işi önlemek ve takip etmekle görevlendirilmiştir.ABD Sermaye Piyasası Kurulu,finansal dolandırıcılıkla ilgili günde 500 e-mail şikayeti almaktadır.Fikri ve sınai hak ihlalleri nedeni ile Amerikan bilgisayar yazılımcıları,müzik şirketleri ve film stüdyolarının yıllık zararı 9 milyar dolar civarında olup Amerika’da bu işleri on çete,on bini aşkın web sitesinde yürütmektedir.İnternet ortamında sahte pasaport,kimlik,sürücü ehliyeti belgeleri hazırlayan siteler mevcut olduğu gibi yasak ilaçları temin eden 400’den fazla site mevcuttur,teröristler interneti iletişim,araştırma,yeni üye ve maddi kaynak temini için kullanmaktadırlar.İnternetin karanlık yüzü olarak da adlandırılabilecek olan bu yasa dışı faaliyetler 2002 yılı için ABD’de 36.5 milyar dolarlık büyük bir meblağa ulaşmıştır.



Benzer suçlar bu kadar yoğunlukta olmasa bile ülkemizde de işlenmektedir.Ülkemizde bu alanda yapılmış istatistik veriler içeren bir çalışma bulunmamakla birlikte gerekli önlemlerin alınması ve yapılması zaruri görülen yasal çalışmalara hazırlık teşkil etmesi bakımından bu çalışmanın bir an önce yapılması şarttır.



İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bu konuda ilk şikayet 1998 yılı içerisinde gelmiş,tanınmış bir politikacı internette kendi adına porno site açıldığı şikayeti ile başvurmuştur.Daha sonraki tarihlerde elektronik postalarla hakaret,bir internet sitesinde bir banka aleyhine yayın yapılması sureti ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na muhalefet, elektronik posta adresi ve şifresi öğrenilen müşteki tarafından gönderiliyormuş gibi başkalarına elektronik postalarla hakaret ve tehditte bulunulması,bir servis sağlayıcı şirkete ait alışverişle ilgili web sitesinin hack edilmesi,bayan olan müştekinin telefonları,adresi ve kimliğinin,diğer özelliklerinin bir internet sitesinde ilan tarzında verilerek müştekinin telekız ve lezbiyen olarak tanıtılması,böylece yoğun bir telefon trafiği ile karşı karşıya bırakılarak taciz edilmesi,erkek olan müştekinin kimliği,telefonları ve adresinin bir internet sitesinde yayınlanarak homoseksüel olarak tanıtılması ve bayan müşteki olayında olduğu gibi bu ilanın gerçekliğine inanan kişilerin yoğun telefon bombardımanına tabi kılınarak rahatsız edilmesi,bir internet haber sitesinde kamu görevlisine yaptığı görevden dolayı haber verme sınırları aşılarak hakarette bulunulması,bir başka sitede İçişleri Bakanlığının,diğer bir sitede dört ayrı Anayasal kuruluşun tahkir edilmesi,müstehcen yayın yapılması fiillerinin internet aracı kılınarak işlendiği,bu fiillerden yarısından fazlasının hakaret suçlarına ait olduğu gözlenmiştir.Başsavcılığımıza son olarak yetkisizlik kararı ile intikal eden evrakta ise bayan olan müştekinin baş resmi tamamen çıplak bir başka kadının fotoğrafına monte edilerek internet ortamında yayınlanmış,müştekinin kimlik ve adres bilgileri de verilerek her türlü davete açık olduğu izlenimi uyandırılmıştır.İzmir ilinde ikamet eden müşteki, şikayetini bulunduğu yer Savcılığına yapmış,servis sağlayıcı şirketten IP numarasından istifade ile kullanıcının kimlik bilgileri bu Savcılıkça talep edilmiş,bağlantı tarihi ve saatleri bildirilmediği için bilgi verilemeyeceği ifade edilmiş,bu eksiklik bir sonraki müzekkere ile giderilmiş ancak bu defa da servis sağlayıcı şirket, istenilen bilgileri uzun süre muhafaza edemediklerinden bahisle menfi cevap vermiştir.Daha sonra bu evrak servis sağlayıcı şirketin İstanbul’da olduğundan bahisle Başsavcılığımıza gönderilmiş,tetkikinde şirket yetkililerinin sanık sıfatı ile ifadelerinin alınmış olduğu görülmüştür.Konu hakkında bilgi ve tecrübesi bulunmayan kamu görevlileri tarafından bu suçun takibinin mümkün olamayacağını bu evrak bize açıklıkla göstermektedir.Bir defa servis sağlayıcı şirketten bilgi talep edilirken mutlaka IP numarası,bağlantı tarih ve saatleri bildirilmelidir.Hem de bu iş hiçbir gecikmeye mahal verilmeden en seri vasıta ile yapılmalıdır.Elektronik posta,faks veya APS kullanılabilir.Aksi halde servis sağlayıcı şirketler uzun süre bu bilgileri muhafaza etmediklerinden ve kendilerini buna zorlayan yasal bir hüküm de bulunmadığından müsbet cevap vermeyebilirler.Bir servis sağlayıcı şirketten internet bağlantısı satın alan abonenin yaptığı hukuka aykırı bir eylemden dolayı servis sağlayıcı şirketi sorumlu tutmak ceza hukuku açısından mümkün değilken şirket yetkililerinin sanık sıfatı ile ifadelerinin alınması da yanlıştır.Bu olaydaki servis sağlayıcı şirketin durumu ile, abonelerine telefon hizmeti veren ancak onların yaptıkları telefon konuşmaları sırasında işledikleri suçlardan mesul tutulması mümkün olmayan Telekom arasında hiçbir fark yoktur.



Sahte elektronik posta olarak dilimize çevrilebilecek olan fake maillerle internet kullanıcılarının kullanıcı adlarının ve şifrelerinin arzuları hilafına başkaları tarafından çalınması,dialer programları ile kullanıcıların yine kandırılarak haberleri olmadan mevcut dial-up bağlantılarının kesilip ISS numaralarının yurtdışındaki paralı 900’lü hat numaraları ile internete bağlanması sureti ile milyarlarca lira tutarında telefon faturaları ile karşı karşıya bırakılmaları sureti ile mağdur edilmeleri olaylarının bilişim suçunu teşkil ettiği düşünülmekle birlikte Başsavcılığımıza bugüne kadar herhangi bir şikayet vukubulmamıştır.Keza istenilmeyen elektronik postaların düzenli olarak gönderilmesi olarak adlandırılabilecek olan spam olayı ile ilgili müracaat da olmamıştır.Eski başbakana yazar kasa fırlatma olayının faili tarafından Başbakanlığın internet sitesine devamlı olarak gönderilen elektronik postalar sebebi ile bu kişi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca TCK.nun 547.maddesi uyarınca işlem yapıldığı bilinmektedir.Bu maddeye göre;”Her kim,itidal ve muvazene haricinde veya çirkin ve ayıp görünen sair herhangi bir hal ile başkasını alenen incitir veya huzur ve rahatını ihlal ederse on beş güne kadar hafif hapse veya otuz liraya kadar hafif cezayı nakdiye mahkum olur.”



2002 yılı için bu para cezasının asgari haddi 54 526 024 liradır,2003 yılı için bu miktara % 59 nisbetindeki yeniden değerleme oranının ilavesi gerekir ki bu takdirde asgari had 86 696 378 liraya yükselir.



Berlin Eyalet Mahkemesi’nin 10.8.2000 tarih,16 O 421/00 sayılı kararına konu teşkil eden olayda,internette ücretsiz piyango oyunu düzenleyen davalı tarafından, web sayfası düzenleyicisi olan davacının e-posta adresine piyango oyununun reklamı gönderilir,davacı ise bundan hoşlanmaz ve davalı şirketi bir daha göndermemesi konusunda uyarır,davacı da bunu kabul ederek bir daha gönderirse cezai şart da ödemeyi kabul eder.Buna rağmen e-postaların gönderilmeye devam edilmesi üzerine davacı mahkemeye müracaatla ihtiyati tedbir kararı alır.30 Haziran tarihli bu ihtiyati tedbir kararına göre “...E-posta yoluyla davacının adresine reklam gönderilmesi için,davacı ya söz konusu mesaja önceden onay vermiş olmalı veya rıza göstereceği tahmin edilebilmelidir.”Eyalet Mahkemesi ihtiyati tedbir kararını onaylamış;davalının e-posta yoluyla reklam göndermekle,davacının genel şahsiyet hakkını ihlal ettiğini,davacının rızası bulunduğu hususunda kanaat oluşturamadığını,oluşturabilseydi bu ihlalin ancak o zaman hukuka uygun olacağını kabul etmiştir.



Bu tür etkinliklerde devamlı dile getirildiği gibi; aslında, internet aracı kılınarak işlenen bilişim suçlarında ve suçun bir iletişim vasıtası olan internetle işlenmesi halinin suçun unsuru ya da ağırlaştırıcı sebebi sayıldığı Türk Ceza Kanunu’ndaki ve diğer özel yasalardaki suçlarla mücadelede o kadar çaresiz değiliz.İnterneti kullanarak suç işleyen kişinin kimliğine ve sayısal ortamdaki verilere ve dolayısı ile delillere ulaşmayı mümkün kılıcı tedbirlerin alınması halinde bu mücadelede daha iyi neticeler alınacağı muhakkaktır.Bu alandaki suçlulukla mücadele ile görevli ve eğitilmiş Devlet örgütlerinin yanısıra özel sektörün de konunun içine çekilmesi ve birlikte hareket edilmesi zaruridir.Hatta bu da yetmez.İnternetin uluslar arası karakteri gözönünde tutularak uluslar arası işbirliği mutlaka sağlanmalıdır.



Bunun için internet yayınının gerçekleştirilmesinde katkıları olan servis sağlayıcı,erişim sağlayıcı,içerik sağlayıcı gibi süjelerin sorumluluk alanları mutlaka bir yasa ile işin tekniği ve uluslar arası yönü de gözden kaçırılmadan belirlenmeli,içerik sağlayıcılar dışında bu alanda suç teşkil eden fiillerden dolayı kimin ya da kimlerin sorumlu olacağı tespit edilmeli, internet ortamında haksız fiil işleyen kişilerin kimlik ve adres bilgilerine,şikayet edilen yayınların içeriğine adli makamların ulaşmasını temin edici hükümler getirilmeli,bu bağlamda servis sağlayıcı şirketlere bu bilgileri bir müddet saklama ve adli makamların talebi halinde verme mükellefiyeti yüklenmelidir.Delillendirmeyi,faile ulaşmayı,diğer bir deyişle fiil ile fail arasındaki irtibatı sağlayıcı hükümler getirilmediği takdirde dünyanın en iyi yasası da kabul edilse sonuca ulaşmanın mümkün olamayacağı gerçeği gözden uzak tutulmamalıdır.Verilerin internet ortamında uzun süre saklanmasının güçlüğü ve büyük mali külfet getireceği dikkate alınarak bu süre ile şikayet ve dava zamanaşımı süreleri kısa tutulabilir.



Bu yasal düzenleme eksikliği sebebi ile Yargıtay 4.H.D., 8.2.2001 tarih,2001/755-1157 sayılı kararıyla ve aşağıdaki gerekçe ile internetteki bir yayının durdurulması ile ilgili mahalli mahkeme kararını bozmak zorunda kalmıştır:



”İnternetteki yayınlar nedeniyle yapılacak işlem konusunda henüz yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.Halbuki,mahkeme kararlarının bağlayıcı sonucunun gerçekleşebilmesi için kararın infaz edilebilir olması ve böylece yaptırımının da uygulanması gerekmektedir.Şu aşamada,internette yapılan bir yayının gönderilenler de dahil olmak üzere internetten çıkarılması veya yayının durdurulması konusunda bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.Bu bakımdan verilecek kararın infaz edilebilme ve sonuçsuz kalma olgusu tartışılabilecek bir durum arzetmektedir.Bu da yargı kararının etkisiz kalmasını ve böylece tartışılabilir hale gelmesi sonucunu doğurabilir.Bu nedenle buna ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken,bunun yerine yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.”



Lehinde ve aleyhinde görüşler ileri sürülen bu içtihada aykırı olarak İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 31.7.2002 tarihinde verilen, bir internet sitesindeki belirli bir yayının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının,kararda zikredilen o yayın yerine tüm yayının durdurulması şeklinde infaz edildiğini bilgilerinize sunarken içtihatta serdedilen görüşün doğru olup olmadığını takdirlerinize bırakıyorum.



Son olarak sözünü etmek istediğim husus internet bakımından da önem arzeden çocukların cinsel yönden istismarına yönelik çocuk pornografisidir.Bu konuda ülkemizin de taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 34.maddesindeki yükümlülüğümüzü yerine getirdiğimiz söylenemez.Bu fiil,uluslar arası düzeyde ağır bir suç olarak kabul edilip uzun süreli hapis cezası da dahil olmak üzere ağır yaptırımlarla karşılanırken,ülkemizde genel olarak müstehcen yayınları düzenleyen,müeyyide olarak sadece para cezasını ihtiva eden TCK.nun 426.maddesi hükümleri uygulanmaktadır.Oysa 34.maddeye göre ülkemiz bu tür faaliyetlerin engellenmesi amacı ile ulusal düzeyde ve çok taraflı ilişkilerde her türlü önlemi alma mükellefiyeti altındadır.Avrupa Konseyi’nin 19 Eylül 2001 tarihinde siber suçlarla ilgili olarak hazırladığı Siber Suç Sözleşmesi Taslağı’nın 9.maddesi “Çocuk pornografisi ile ilişkili suçlar” konusunu düzenlemektedir.Henüz bu Sözleşme Türkiye tarafından kabul edilmemekle birlikte bu maddede ortaya konulan esaslardan da yararlanarak çocuk pornografisi ile ilgili,ağır müeyyideler içeren düzenleme yapılması gerekir.





YARARLANILAN KAYNAKLAR:



1-Türk Ceza Kanunu Tasarısı (2000)

2-Bilgisayar Suçları-Dr.R.Yılmaz Yazıcıoğlu-ALFA 1997

3-E-Akademi Mart 2002 Yrd.Doç.Dr.Murat Doğan’a ait Berlin Eyalet Mahkemesi kararı çevirisi